Yunanistan'ın Düzensiz Göçle Mücadelesinde Gerçekleşen İnsan Hakları İhlalleri


Creative Commons License

Yıldız Üstün E., Üstün M. T.

Manas Journal of Social Studies, cilt.12, sa.1, ss.377-388, 2023 (Hakemli Dergi) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 12 Sayı: 1
  • Basım Tarihi: 2023
  • Doi Numarası: 10.33206/mjss.1130813
  • Dergi Adı: Manas Journal of Social Studies
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.377-388
  • Atatürk Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Avrupa Birliği’nin güneydoğu sınırını oluşturan Yunanistan, 2010 yılında başlayan Arap Bahar’ının yarattığı siyasi karmaşadan etkilenmiş ve kitlesel göç hareketlerine maruz kalmıştır. Yaşanan kitlesel göç hareketleri Yunanistan’ın tarihsel süreçte ulusal ve Avrupa Birliği müktesebatına göre inşa ettiği göç ve sığınma sistemine yönelik tartışmaları da alevlendirmiştir. Bu tartışmalar çerçevesinde, Yunanistan’ın düzensiz göçle mücadele sırasında sığınmacıların yaşam haklarını tehdit ettiği, insan onuruna yakışmayan eylemlere başvurduğu ve işkence yasağını ihlal ettiği gerek İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün raporlarında gerekse Uluslararası Af Örgütü’nün ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) çeşitli dönemlerde aldığı kararlarda belirtilmiştir. Yunanistan’ın düzensiz göçle mücadelesi sırasında sığınmacılara yönelik sistematik biçimde gerçekleştirilen insan hakkı ihlallerini tespit etmek ve AİHM’nin tutumunu tartışmayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda makale 3 kısımdan oluşmaktadır. İlk olarak, Yunanistan’ın yakın dönemde inşa ettiği sığınma sisteminin genel hatları özetlenerek uyguladığı göç politikası tartışılacaktır. İkinci kısımda ise, Yunanistan’ın sığınma sisteminin pratikte yarattığı insan hakları ihlallerinin neler olduğu ortaya konulup, çalışmanın son kısımda ise bu ihlallerin AİHM tarafından nasıl değerlendirildiği tartışılacaktır. Ayrıca mahkeme kararlarının uluslararası sivil toplum kuruluşlarının resmi raporlarıyla uyumu karşılaştırılacaktır. Bu makale, Yunanistan’ın göç ve sığınma sistemini inşa ederken reaksiyonel ve güvenlikçi bir tutum benimsediğini, göç mevzuatlarını tasarlarken Avrupalılaşmadan ziyade ulusal kimlik, iç siyaset ve güvenlik gibi unsurları dikkate aldığını ileri sürmektedir. Bu bakış açısından kaynağını alan düzensiz göç ile mücadele ederken ortaya koyduğu fiiller, temel insan hakları ilkelerini ihlal etmesine karşın Yunan makamları tarafından meşru olarak algılandığı ve AİHM’de birçok davanın konusunu oluşturduğu ileri sürülmektedir.
Greece, which is located on the southeastern border of the European Union (EU), was affected by the political chaos deriving from the Arab Spring that started in 2010 and was exposed to mass migration movements. These migration movements have inflamed discussions on the migration and asylum system of Greece, which has been constructed in accordance with acquits at the national and the European Union level. The reports of Human Rights Watch, international amnesty organization, and several decisions of the European Court of Human Rights (ECHR) demonstrate that Greece threats the right to life of asylum seekers, resorted to acts unworthy of human dignity, and violated the prohibition of torture during the struggle against irregular migration. This paper aims to put forward systematic human rights violations against asylum seekers by Greece and discuss the approach of the ECHR. It consists of three sections. First of all, the general lines of the asylum system of Greece will be summarized and the implemented immigration policy will be discussed. Secondly, the human rights violations that Greece's asylum system creates in practice will be revealed, and in the final part, how these violations are evaluated by the ECHR will be examined and the consistency of these decisions with the official reports of international non-governmental organizations will be compared. This paper argues that Greece adopted a reactionary and security-oriented attitude and also considers factors such as national identity, domestic politics, and security rather than Europeanization while constructing the immigration and asylum system. It claims that the acts, which are deriving from this point of view, violating fundamental human rights while struggling with irregular migration, are legitimated by Greek authorities and it is the subject of many cases in the ECHR.