17.-20. YÜZYILLAR ARAINDA SABA ZEMZEME MAKAMININ KULLANIMINA İLİŞKİN TESPİTLER


Eroğlu D.

TÜRK MÜZİĞİNE YÖNELİK ÇEŞİTLİ TESPİTLER III, ÜNAL İMİK,SİNAN HAŞHAŞ, Editör, EFE AKADEMİ YAYINEVİ, İstanbul, ss.27-50, 2021

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2021
  • Yayınevi: EFE AKADEMİ YAYINEVİ
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Sayfa Sayıları: ss.27-50
  • Editörler: ÜNAL İMİK,SİNAN HAŞHAŞ, Editör
  • Atatürk Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Sözlü ve yazılı kültürün birbiriyle olan ilişkisini anlamak, insan ve toplum bilimleriyle ilişkili tüm alanlarda ekol veya akımların yönünü etkileyebilmektedir(Ong 2003, s:14).Türk Müziğinin tarihsel sürecinde sözlü kültürden yazılı kültüre geçiş sonrasına ışık tutmak geçmiş ve geleceğin değerlendirilmesi açısından da faydalı olacaktır.

Sözlü kültürlerin ürettiği sanat; insanlık değerleri açısından son derece üstün sözel edimler barındırır ve yazının kullanılmasıyla yiter ve bir daha yaratılamaz. Ancak; Sözlü geçmişi tüketen ve yanlış uygulanırsa sözlü belleği bile imha eden okuryazarlık, uygun kullanıldığında eli kalem tutmayanın geçmişini de korur. İnsan; bilincinin gücünden yararlanabilmek için sözlü ve yazılı kültür üretmek zorundadır (Ong 2003, s:26). Birçok bilim dalında olduğu gibi sanatı açıklamak için de elbette yazıya ihtiyaç vardır. Yazı yardımıyla insanın geçmişini ifade edebiliriz ve bunun kusursuz olmasını bekleyemeyiz. Okuryazarlık anlayışı ile ruhumuza sinen, düşünme ve anlatım süreçleri ile ilgili varsayımları bir tarafa iterek farklı dönemlerin musiki anlayışını, yazılan notaları ve teorik bilgileri kavramaya çalışmak daha anlamlı olacaktır.

Literatüre bakıldığında, Türklere ait ilk yazılı kaynakların bulunuşundan sonraki dönemlerde, musiki teorisi ile ilgili birçok kaynağa rastlanmaktadır. Musikinin teorisinin yazılı olarak açıklandığı kaynaklara “edvar” adı verilmektedir. Literatürde edvarları inceleyen birçok kaynak bulunmaktadır. Yapılan çalışmalarda Türk Müziği geleneğini teknik ve tarih açısından kesintisiz bir biçimde incelemek on altıncı yüzyıl sonlarından itibaren mümkün olmaktadır (Behar 2015, s:15).  Türk Müziği repertuvarındaki en eski sözlü eserlerin de yine bu döneme ait olduğu düşünülmektedir. Kaynaklar zemininde dönemlerin musiki iklimlerini ve dönemler arası etkileşimleri incelemek;  teorik dönüşümün yanı sıra tarih ve musiki bilinci ile yüksek kültür ürünlerinin aktarımında geleneğin muhafaza edilmesinin önemini de ortaya koymaktadır.

Bu çalışmada, 17-20. yüzyıllar arasında saba-zemzeme makamının kullanımının teorik açıdan incelenerek herhangi bir değişime uğrayıp uğramadığının tespit edilmesi ve bu zaman dilimi içerisinde nasıl kullanıldığının açıklanabilmesi amaçlanmıştır. Seçilen saba-zemzeme makamındaki eserler üzerinde, makamın yapısını oluşturan çeşniler ve bu çeşnilerin kullanım oranları tespit edilerek, makamın teorik kitaplarda anlatılan tarifi ile uyum sağlayıp sağlamadığı araştırılmıştır.

Yapılan literatür taraması sonucunda; Saba-zemzeme makamına ait seçilen eserlerin daha önce makamsal açıdan ele alınmamış olduğu saptanmıştır. Çalışma için seçilen eserlerde makamın geçmişten günümüze nasıl kullanıldığının tespit edilmesi, ekolleri karşılaştırma imkânı sunarak sonraki çalışmalara ışık tutması açısından önem arz etmektedir.

Bu araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Nitel araştırmalarda üç tip veri toplama tekniğinden bahsedilmektedir. Bunlar; derinlemesine, açık ve sınırsız görüşme, dolaysız gözlem ve yazılı dökümanların analizidir. Görüşme yoluyla toplanan veriler,  insanların deneyimleri, düşünceleri, görüşleri, duyguları ve bilgileri hakkında bilgiler vermektedir. Gözlem yoluyla elde edilen veriler; insanların etkinlikleri, davranışları ve kişiler arası karşılıklı etkileşimin olduğu tüm alanlardaki detaylı tanımları vermektedir. Döküman analizi ise, belli bir dökümanın çözümlenmesi esasına dayanmaktadır. Bu dökümanlar; resmi ve örgütsel kayıtlar, raporlar, program kayıtları olduğu gibi, kişisel dokumanlar, açık ve sınırlandırılmamış sorulara verilen yanıtların kayıtları gibi her türlü belgeyi içine almaktadır (Patton 1990’dan Akt: Özenç Uçak 2000, s:262-263).

Yukarıdaki bilgilere dayanarak, bu araştırmada literatürde bulunan 17.-20 yüzyıllar arasında saba-zemzeme makamda bestelenmiş,  altı adet sözlü, beş adet sözsüz toplam 11 eser doküman analizi yöntemi ile makamsal açıdan analiz edilerek ele alınmıştır. Ayrıca saba-zemzeme makamının makamsal analiz kısmı makam ve çeşni geçkisi bağlamında Arel-Ezgi-Uzdilek’in Türk Müziği nazariyat sistemine göre makam/çeşni tahlili yapılmıştır.