ENTÜBASYON GÜÇLÜĞÜNE NEDEN OLAN DEV RANULA KISTI


Koday M. Z., Sakat M. S., Gözgeç E.

43. Türk Ulusal Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Kongresi, Antalya, Türkiye, 16 - 20 Kasım 2022, ss.240-241

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.240-241
  • Atatürk Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Amaç

Ranula kisti ağız tabanında sublingual glanddan köken alan mavimsi renkte, transparan, ince duvarlı, düzgün sınırlı bir retansiyon kistidir. Ranula kisti mylohiyoid kasın üzerinde sınırlı kalırsa basit (sublingual/oral) ranula, mylohiyoid kası geçerek sublingual bölgede diğer dokulara ulaşırsa plunging (servikal) ranula olarak tanımlanır. Dev ranula kistleri hava yolu obstrüksiyonuna yol açarak havayolu güvenliğini tehlikeye sokabilir. Biz bu olgu sunumunda dev ranula kistine sahip, dış merkezde entübe edilemeyen bir olguyu sunduk. Bu olguyla ranula kistlerinin devasa boyutlara ulaşabileceğini, havayolu güvenliğini tehdit edebileceğini ve bu vakalarda erken ve doğru müdahalenin önemini göstermeyi amaçladık.

Olgu

Olgu; 20 yaşında, daha önceden bilinen herhangi bir hastalığı ve ağız içi travma öyküsü olmayan erkek hastaydı. Hastanın yaklaşık 1 yıldır zamanla daha da kötüleştiğini ifade ettiği yeme, içme, konuşma güçlüğü ve ağız içerisinde kitle şikayeti mevcuttu. Hastanın yapılan fizik muayenesinde ağız tabanında yerleşik mavimtırak, yumuşak, düzgün sınırlı ve yaklaşık 5x5 cm boyutlarında kitle lezyon imajı izlendi. Bu bulgu haricinde otorinolaringolojik muayenesinde özellik yok idi. Hasta öncesinde bu şikayetlerle başka bir kliniğe başvurmuş, operasyon planlaması yapılmış; ancak entübe edilememesi nedeniyle kliniğimize sevk edilmişti. Dış merkezli yapılan Manyetik rezonans görüntülemesinde 6,6 x 5,5 cm ebatlarında kistik lezyon izlendiği ve basit ranula kisti lehine yorumlandığı rapor incelemesinden anlaşıldı. Operasyon hazırlığı yapıldı ve zor entübasyon açısından anestezi ve reanimasyon kliniği bilgilendirildi.

Tedavi ve Prognoz

Zor entübasyon açısından anestezi ve reanimasyon kliniği tarafından hazırlıklar görüldü. Olası trakeotomi için hazırlık yapıldı. Hasta güvenli ve kontrollü bir şekilde entube edilebildi. Sonrasında operasyona geçilerek ranula kisti; Wharton kanalı, lingual ve hipoglossal sinir korunarak kist duvarına bir hasar verilmeden total olarak eksize edildi. Operasyon sahasına 1 adet penröz dren konuldu. İlk 24 saat oral kapalı takip edilen hastanın postoperatif 2. günden sonra orali Rejim 1 ile açıldı. Hasta 1 hafta serviste takip edildi ve şifa ile taburcu edildi. Operasyon sonrası hastanın takiplerinde ek şikayeti ve komplikasyonu olmadı.

Yorum

Ranula kisti dev boyutlara ulaşıp havayolu güvenliğini tehdit edebilen bir klinik tablodur. Ranula kistinin dev boyutlara ulaşmadan eksize edilmesi daha güvenli cerrahinin gerçekleşmesini sağlayacaktır. Dev ranula kistlerinde hastanın zor entübasyon ve cerrahi komplikasyonlar açısından detaylı bilgilendirilmesi gerekir. Cerrahinin geciktirilmeden yapılması ve zor entübasyon açısından anestezi ekibinin bilgilendirilmesi olası komplikasyonları azaltacaktır.