Bipolar bozukluk tanılı hastalarda atak ve remisyon dönemlerinde kopeptin seviyelerinin karşılaştırılması ve uyku-sirkadiyen ritim ilişkisi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Atatürk Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Dahili Tıp Bilimleri, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2022

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: İREM İLTER

Danışman: Hacer Akgül Ceyhun

Özet:

Amaç: Bipolar bozukluk etiyolojisinde nörobiyolojik süreçlerin varlığı ve metabolik değişiklikler gösterilmiştir. Çalışmamızda Bipolar bozukluk tanılı hastalarda metabolik bir parametre olan kopeptinin seviyeleri ve uyku-sirkadiyen ritim ilişkisi incelenmiştir. Yöntem: Çalışmamıza bipolar bozukluk manik atak döneminde 50 hasta, aynı hastalardan 41'inin remisyon dönemi ve 50 sağlıklı gönüllü dahil edildi. Tüm katılımcılar tarafından sosyodemografik veri formu doldurulmakla birlikte; bipolar tanılı hastalara atak ve remisyon döneminde klinisyen tarafından Young mani derecelendirme ölçeği, Klinik global izlem ölçeği, Hamilton depresyon ölçeği dolduruldu. Pittsburgh uyku kalitesi indeksi, Epworth uykululuk ölçeği, Sabahçılık-akşamcılık ölçeği ve Sosyal ritim ölçeği remisyon dönemindeki hastalar ve sağlıklı gönüllüler tarafından; bipolar işlevsellik ölçeği ise yalnızca remisyon dönemindeki hastalar tarafından dolduruldu. Tüm katılımcılardan eş zamanlı kopeptin, kortizol, hemogram, c-reaktif protein, sodyum, bun ve glukoz parametleri gönderilerek kayıt altına alındı. Bulgular: Bipolar manik atak ve remisyon dönemlerinde kopeptin seviyeleri sağlıklı kontrollere göre anlamlı derecede düşüktü. Manik atak ve sağlıklı kontrol ayrımında kopeptin cut-off değeri 4,01 ng/mL olarak bulundu. Bipolar işlevsellik ölçeği puanı arttıkça kopeptin seviyelerinin yükseldiği görüldü. PUKİ uyku ilacı kullanımı, EUÖ toplam puanı ve değişkenlik puanlarının bipolar remisyon döneminde sağlıklı kontrollerden yüksek olduğu; uyku süresi, akşamcılık puanları ve sosyal ritim puanlarının ise düşük olduğu saptandı. Sonuç: Bulgularımız kopeptin seviyelerinin bipolar bozukluk atak ve remisyon döneminde sağlıklı kontrollerden düşük olduğunu; işlevsellik arttıkça kopeptin seviyelerinin arttığını göstermiştir. Yapılacak yeni çalışmalarla bipolar bozukluk için öngörücü olabilecek kopeptin ve benzeri biyobelirteçler saptanarak, hastalığın getirdiği olumsuz etkilerin önlenebileceği umut edilmektedir. Anahtar Kelimeler: bipolar bozukluk, kopeptin, uyku kalitesi, sirkadiyen ritim