Epikuros’un Ahlak Felsefesinde Mutluluğun İnşası: Haz, Acı Ve Korkular


Creative Commons License

Yıldız Turan E.

SOSYAL BİLİMLER ALANINDAKİ GELİŞMELER 1(Mart 2022), Dr. Öğr. Üyesi Oğuz Han ÖZTAY Dr. Öğr. Üyesi Serap SARIBAŞ, Editör, Duvar Yayınları, Ankara, ss.263-287, 2022

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2022
  • Yayınevi: Duvar Yayınları
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Sayfa Sayıları: ss.263-287
  • Editörler: Dr. Öğr. Üyesi Oğuz Han ÖZTAY Dr. Öğr. Üyesi Serap SARIBAŞ, Editör
  • Atatürk Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

M.Ö. 341 yılında Yunan Sisam adasında doğan Epikuros, Platoncu görüşe sahip olan Pamphilus’tan felsefe dersleri alır. Ayrıca Nausiphanes’ten de hayatın gayesi olan “kaygısızlık” da dahil olmak üzere Demokritos’un felsefesini öğrenir. M.Ö. 306 yılında ise Atina’da Bahçe olarak tanınan bir felsefe okulu açar. Eski Yunan ve Roma’da bulunan Epikurosçu komünler onun bu felsefe okulunu model alırlar. Epikuros’un felsefesi yaşadığı dönem içerisinde hızlı bir şekilde yayılır ve ölümüyle birlikte de aynı şekilde varlığını sürdürmeye devam eder (Bowdon, 2018; 113). Bu okul diğer alışılagelen okullardan farklı olarak kadınlara ve kölelere de açık bir okuldur. Öyle ki Epikuros kadınların konuşmalara katılmalarına ve Bahçe’de kendi klanları ile birlikte kalmalarına müsaade eden ilk filozoftur (Perker, 2021; 23). Bahçe adı verilen bu okulun girişinde ise Stoa filozofu Seneca’nın aktardığına göre “ey yabancı, aramıza hoş geldin: Buradaki en büyük amacımız mutlu olmaktır” (Perker, 2021; 12) diye yazmaktadır. Atina'da kendisine büyük ün sağlayan ve birçok öğrencisinin de etrafında toplanmasına neden olan bu okulun adı Epikuros’un, satın aldığı çitlerle çevirdiği bir bahçe içinde kurmasından ötürü kepos (bahçe) olarak anılır. Okulunda tesis ettiği bir dostlar topluluğu ile beraber siyasi ve sosyal olaylardan uzak kalarak, gösterişsiz bir hayat süren Epikuros M. Ö. 271 yılında ölür (Ağaoğulları, 1989; 271). Yeni bir insan ve dünya inşa etmek isteyen Epikuros, kendine ait olan dünyayı, kapalı bir topluluğun (bahçe) sınırları içerisinde somutlaştırmaya çalışır. Epikuros’un günümüze ulaşan pek fazla yazılı eseri bulunmamaktadır. Onun düşüncelerini daha çok arkadaşlarına yazmış olduğu mektuplarda ve çeşitli meselelerde yapmış olduğu araştırmaların derlenip toplandığı eserlerde bulmaktayız (Wilson, 2015:6). Epikuros Eski Stoalılar ile aynı dönemde yaşamış ve bazı meselelerde onlara karşı bazılarında ise onlarla benzer felsefe ortaya koymuştur. Epikuros hayatı boyunca insanın iç huzuruna ve onun düşünce özgürlüğüne yönelik bir yaşam felsefesi oluşturma çabası içinde olmuştur. O bu felsefesini sadece teorik olarak ortaya koymakla yetinmeyip aynı zamanda uygulamalı olarak da gerçekleştirmek istemiştir. İnsanı tek başına bir değer olarak görmesi, insanın her koşulda kendisine yetebileceğini ve yine kendisini mutlu edebilecek güce sahip olduğunu savunması Epikuros’un temel felsefesi olmuştur (Özden ve Elmalı, 2017; 175-176). Ünlü filozof Platon iyi bir yaşantının hazla hiçbir koşulda alakalı olmadığını savunurken öğrencisi olan Aristoteles ise onun bu görüşünü yumuşatarak hazzın şu ya da bu şekilde mutluluğun elde edilmesinde bir payının bulunduğunu kabul eder. Fakat Epikuros onlarla aynı fikirde değildir. O içerisinde bulunduğumuz anı vurgulayan bir felsefe savunucusudur (Türkeri, 2019; 33). Epikuros bilgi anlayışı açısından duyumcu, varlık anlayışı açısından atomcu ve ahlak anlayışı açısından ise hazcı bir görüş geliştirmiştir. Epikuros’un felsefesine baktığımızda ise ahlakın ön plana çıktığı görülür (Cevizci, 1999; 306). Epikuros, Leukkipos ve Demokritos öncülüğünde kurulan atomcu varlık görüşünü savunur. Gerçekte var olan şeylerin atomlar ve boşluk olduğunu ifade eden Epikuros’un görüşleri Demokritos’un ortaya koyduğu açıklamalardan farklıdır. Öyle ki o, insana seçme hürriyeti ve istenç kapısı aralamak için determinist bir alem görüşü ortaya koymaya yanaşmamıştır (Epiküros, 2014; 5-7). Nitekim Epikuros’un ortaya koyduğu sapma teorisi onun insanın özgürlüğünün ve mutluluğunun inşasının önündeki en büyük engel olarak gördüğü korkuları da boş ve gereksiz kılmıştır.