CEYLAN Z. (Yürütücü), MUSTAFAOĞLU D.
Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2022 - 2024
‘Son zamanlarda evsel ve endüstriyel nitelikli atıkların, doğada yol açtığı zararın önüne geçilmesi amacıyla arıtma
tesislerinin sayısının arttırılması bir zorunluluk haline gelmiştir. Evsel atıksuların, arıtımı sonucu oluşan atıklardan
birisi olan arıtma çamurlarının, yeniden bir kirlilik yaratmaması ve bu atıkların muhteva ettiği nutrient maddelerin
değerlendirilmesi amacıyla, zirai ve peyzaj amaçlı kullanılan toprak ortamına verilmesi konusundaki eğilim her
geçen gün artmaktadır. Mevcut atıklar; toprakta makul miktarlarda ve biçimlerde ekolojik hayata adapte olacak
şekilde değerlendirilirse, gübre sanayisine bir alternatif teşkil edeceği veya katılım sağlayacağı öngörülmektedir’.
Nufus artışına paralel olarak, evsel atık su arıtma tesislerinin artması ve dolayısıyla arıtma çamurlarının kabul
edilebilir düzeylerin üzerinde artması, atık çamurun farklı kullanım alanlarında değerlendirilmesine zemin
hazırlamıştır. Atık çamurun, tarımda, peyzaj bitkilerinin yetiştirilmesinde ve diğer zirai alanlarda kullanımı, hem
bir atığın doğaya zarar vermeden makul ölçülerde değerlendirilmesi hem de arıtma çamurunun bol miktarda
organik madde içeriği sebebiyle bitkiye gübre yararı sağlaması çok büyük bir avantajdır. Atık çamurun bu
avantajlarına rağmen en büyük dezavantajı ise içerdiği patojen mikroorganizmalar, ağır metaller ve zararlı
kimyasallardır. Her peyzaj bitkisinin, atık çamurun içeriğindeki, ağır metale karşı tolerans düzeyi farklılık
göstermektedir. Bir peyzaj bitkisinin biyoakümülatör özelliğinin yüksek olması demek; atık çamurun içerisindeki
ağır metal vb kimyasallardan minimum düzeyde, atık çamurun gübre özelliğinden ise maksimum düzeyde
faydalanılması anlamına gelir.