SenkopPresenkop Şikayeti ile Acil Servise Başvuran Hastalardan Ölçülen Serum Copeptin Düzeyinin Tanıyı ve Altta Yatan Nedeni Belirleyiciliğinin Değerlendirilmesi


Akgöl Gür S. T. (Yürütücü), Çalbay M. M.

Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2024 - 2025

  • Proje Türü: Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje
  • Başlama Tarihi: Kasım 2024
  • Bitiş Tarihi: Ağustos 2025

Proje Özeti

Senkop, hızlı başlangıç, kısa süreli ve spontan tam iyileşme ile karakterize, global serebral hipoperfüzyona bağlı geçici bir bilinç kaybıdır. Prodromal semptomlar (baş dönmesi, bulantı, terleme, halsizlik ve görme bozuklukları) öncesinde ortaya çıkabilir. Bazı hastalar senkop prodromuna benzer belirti ve semptomlar bildirirler, ancak presenkop adı verilen bir durumda bilinç kaybı yoktur. Ancak ilgili patofizyolojik mekanizmaların senkoptakiyle aynı olup olmadığı açık değildir. Senkopun doğrudan hekim tarafından gözlemlenmesi ya da laboratuvar koşullarında tekrarlanması durumunda etiyolojik tanının elde edilmesi pek sorun teşkil etmeyebilir. Bunun aksine, hasta senkop nedeniyle başvurduğunda hem tanı hem de etiyoloji konusunda birçok şüphe ortaya çıkmaktadır. Tanısal incelemeler zaman alıcı, pahalı ve çoğu zaman etkisizdir çünkü vakaların %2-36'sında senkop belirlenememiştir. Arka hipofizde depolanan bir nöropeptid olan arginin vazopressin (AVP) ve Copeptin, Vücutta akut ve yaşamı tehdit eden durumlarda anında yanıt olarak salınır. AVP, ACTH ve kortizol salınımıyla sonuçlanan endokrin stres yanıtının önemli bir parçasıdır. Bir biyobelirteç olarak Copeptin, bireysel stres seviyesini yansıtıyor gibi görünmektedir. Copeptin konsantrasyonları hem sağlıklı gönüllülerde hem de kritik hastalarda vazopressin düzeyleriyle ilişkilidir. Bu nedenle, tam bayılayazma/ tam senkop ayrımında Copeptin ölçümü, hastanın altta yatan vazopressin yanıtının durumuna ışık tutabilir. Bu zorlukların ışığında, Copeptin’in akut hipotansiyon ve geçici beyin hipoperfüzyonu ile karakterize senkopun teşhisinde rol oynayabileceği düşünülmektedir