Gülmez Ö., Acar İ.(Yürütücü), Barış Ö.
Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2021 - 2022
Bu projede, Elazığ’ın Alacakaya ilçesine bağlı Guleman bölgesinde madencilik faaliyetlerine devam eden
ETİ KROM A.Ş.’nin kromit zenginleştirme tesislerinde nihai atık olarak elde edilen olivin ve serpantinden
biyomadencilik yaklaşımları ile nikel kazanım potansiyeli incelenecektir. Projede kullanılacak temel
yöntem, hidrometalurjik proseslere kıyasla çok daha düşük maliyetli, çevre dostu ve düşük tenörlü
cevherlere uygulanabilen biyoliç proseslerine dayanmaktadır. Biyoliç, mikroorganizma kullanılarak
gerçekleştirilen liç (ekstraksiyon) işlemi olarak tanımlanabilir ve özellikle son yıllarda düşük tenörlü
kaynaklardan değerli metallerin kazanımında gittikçe artan bir uygulama alanı bulmuştur. Küresel çapta
nikele artan talep ve mevcut rezervlerin hem miktar hem de kalite açısından azalması, araştırmacıları
düşük tenörlü cevherleri ve ikincil kaynakları değerlendirmeye yöneltmiştir. Bu bağlamda, madencilik ve
hammadde hazırlama gibi herhangi bir ön işlem gerektirmeyen olivin ve serpantinden nikel kazanım
potansiyelinin araştırılması amaçlanmıştır. Burada kullanılması planlanan hammaddelerin proses artığı
olması, atık bir malzemeden nikel gibi yüksek değerli bir metal elde etme potansiyeli ve atık kullanımı ile
sağlanabilecek azaltılmış çevresel riskler projenin özgün değerini oluşturmaktadır. Gerçekleştirilen
karakterizasyon analizleri, özellikle olivinin %0,3247’lik nikel içeriği ile değerlendirilebilme potansiyeline
sahip ikincil bir nikel kaynağı olabileceğini işaret etmektedir. Öncül biyoliç denemeleri, yalnızca 1 haftalık
biyoliç süreci sonunda doğal pH değerlerinde (≈6,3) dahi katıdan %Ni gideriminin olivin ve serpantin için
sırasıyla 50,86 ve 41,34 olduğunu, pH 5 için ise bu değerlerin sırasıyla 52,78 ve 57,86’ya yükseldiğini
göstermiştir. En düşük maliyetli hidrometalurjik proses olan yığın liçinde yaklaşık 18 aylık sürede ulaşılan
ortalama %75’lik verim değerleri ile kıyaslandığında, biyoliç ön denemelerinden elde edilen sonuçların
umut vadedici ve üzerinde çalışılmaya değer olduğu söylenebilir.