Mutlu V. (Yürütücü), Yıldız A.
Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2024 - 2025
Kolesteatom güncel tanımı orta kulak veya mastoid boşluklarında, keratinize skuamöz epitel ve etrafında subepitelyal bağ doku ve keratin debris birikimi ile karakterize lokal invaziv özellik gösteren kistik kitlesel oluşumdur. Temporal kemiğin pnömotize olan her yerinde oluşabilir, ancak sıklıkla orta kulak ve mastoid kemikte görülür. Petröz kemik kolesteatomları nadirdir. Kolesteatom boyutlarındaki artışla uyumlu olarak attik duvarlarında, kemikçiklerde ve mastoid septalarda destrüksiyon ortaya çıkabilmektedir. Kolesteatom çıkarıldıktan sonra geri dönme eğilimindedir ve işitme kaybı, kemik bozulması, otore, fasiyal sinir felci ve intrakraniyal sorunlara neden olabilir. Kemik erozyonu nedeniyle 50 dB'ye varan iletim tipi işitme kaybı oluşabilir. Stapesin bütünlüğü ve hareketliliği ameliyat öncesinde belirlenemez, çünkü yüksek çözünürlüklü BT veya konebeam BT taramalarının bile kolesteatom veya granülasyon dokusu tarafından oval pencere nişinin obliterasyonu nedeniyle yorumlanması genellikle zordur. Bu süreçte ortaya çıkan kemik destrüksiyonunun mekanizması henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Kemik destrüksiyonu hakkındaki majör teoriler; basınç nekrozu teorisi ve enzimatik destrüksiyon teorileridir. En sık gözlenen destrüksiyon ise inkusun uzun prosesinde olur. Kolesteatom varlığında tek tedavi yöntemi, mastoidektomi gibi cerrahi operasyonlar ile tüm kolesteatom dokusunun temizlenmesidir. Operasyon sonrası işitmede iyileşme olabileceği gibi, kolesteatomun kitle etkisinden dolayı işitmeyi bir miktar artırabileceği için, cerrahi sonrası işitmede kötüleşme görülebilmektedir. Kolesteatom cerrahisi sonrası nüks durumları, fasiyal kanal dehisansı, işitme durumunu değerlendirme gibi farklı çalışmalar mevcuttur. Bu çalışmada kolesteatom cerrahisi yapılan hastalarda, kemikçiklerde bulunan destrüksiyon oranlarını belirlemeyi ayrıca, kemikçik zincir rekonstrüksiyonu ve kompozit kartilaj greft ile temporal fasya grefti uygulama sonrası postop işitmenin nasıl etkilendiğini değerlendirmeyi amaçlıyoruz. Litaratüre baktığımız zaman kolesteatom vakalarında cerrahi sırasında yapılan kemikçik zincir rekonstrüksiyonu ve timpanik zara uygulanan greft yöntemlerinin işitmeye ne derece kaktı sağladığı hakkında yeterli çalışmalar bulunmadığı görülmüştür. Bu çalışmayla birlikte bu boşluğu doldurmayı ve kliniğimizin bu alanda hangi seviyede olduğunu değerlendirmeyi amaçlıyoruz. MATERYAL VE METOD Çalışmamızda 2004-2024 tarihleri arasında Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Kliniği’nde kolesteatom tanısı almış ve mastoidektomi operasyonu geçirmiş 150 hasta retrospektif olarak taranacaktır. Mastoidektomi ameliyat kodu ile belirtilen yıllar arasındaki bütün hastaların bilgilerine hastane sistemi üzerinden ulaşılacak, bu hastaların ameliyat notlarına bakılacaktır. Bu hastalardan ameliyat öncesi ve sonrası odyogram testi bilgileri bulunan ve mastoidektomi operasyonunu kolesteatom nedeniyle geçirmiş olanlardan 150 hasta seçilip, çalışmaya dahil edilecektir. Bu hastaların operasyon sırasında kemikçik zincirde (malleus, inkus, stapes) destrüksiyon oluşmuş mu, oluşmuş ise hangi kemikçik veya kemikçiklerde oluştuğu ayrı ayrı değerlendirilecektir. Ayrıca kemikçik zincir onarımı yapılıp, kartilaj kompozit veya temporal fasya grefti konulan ve bu işlemin yapılmadığı hastalar ayrı ayrı gruplara ayrılacak, ameliyat öncesi ve postoperastif 1. ayda yapılmış odyogram testi karşılaştırılması yapılarak, bu onarım ve greft uygulamasının işitmeye ne oranda fayda sağladığı istatistiksel olarak belirlenecektir. Hastalardan elde edilen veriler, IBM SPSS Statistics programı ile istatistiksel analiz için kullanılacaktır. |