7. ULUSLARARASI MİMARLIK VE TASARIM KONGRESİ, İstanbul, Türkiye, 29 - 30 Nisan 2022, ss.255-261
Dokumacılık, insanlık tarihi kadar eski olan, coğrafi şartları ve diğer etkenlere bağlı olarak ihtiyaçları karşılamak amacıyla yapılan, zaman içerisinde gelişerek günümüze kadar devam eden, üzerinde yer
alan motifleri ve dokumada kullanılan teknikleriyle bir sanata dönüşmüştür. El dokumacılığı Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde yüzyıllardan beri süregelen bir ata sanatıdır. Dokunduğu bölgenin iklim
şartlarına bağlı olarak yün, kenevir, pamuk ve ipek ipliğin kullanıldığı bu ürünler, çeşitli coğrafyalarda
kendine has özellikler taşıyan ve Anadolu insanının Orta Asya’dan getirdiği zengin kültürün devamlılığını sağlaması açısından önemlidir. Orta Asya ve Anadolu’da yüzyıllarca düzen kurmuş olan Türkler,
yün, tiftik, pamuk, ipek, keten gibi hammaddeleri kullanarak çadırını, çuvalını, halısını, kilimini, heybesini, eyerini, beşiğini ve giysisini dokumuştur. Çalışmanın konusunu Trabzon’un Şalpazarı ilçesinde
Yücel Kaya’nın el sanatlarını koruma ve kaybolmasını engellemek amacıyla bölgede daha önce kullanılan ancak gelişen teknoloji ve ihtiyaçların değişmesiyle birlikte giderek azalan dokuma ürünleri bir
araya getirme çabaları sonucunda oluşan koleksiyonunda yer alan ve Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde
çuha ya da kepenek olarak bilinen “çekmen” oluşturmaktadır. Şalpazarı ilçesi, Orta Asya’dan göç ederek
gelen ve Oğuz boyundan olan Çepnilerin yerleştiği, geleneksel el sanatlarının ve Çepni yaşam kültürünün günümüzde de değişmeden devam ettirildiği nadir yerlerden biridir. İlçede geleneksel kıyafetlerin
dokunduğu ve özellikle pazarın kurulduğu günlerde kullanıldığı bölgeye yapılan araştırma gezilerinde
de gözlemlenmiştir.