Mülkiyet Tutkusunun Türkiye Toplumsal Hafızasına Yansımaları: Orhan Kemal Romanları Odağında Bir İnceleme


Creative Commons License

Köse H., Vesek M.

Folklor/Edebiyat, cilt.28, sa.4, ss.907-926, 2022 (ESCI)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 28 Sayı: 4
  • Basım Tarihi: 2022
  • Doi Numarası: 10.22559/folklor.2274
  • Dergi Adı: Folklor/Edebiyat
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Emerging Sources Citation Index (ESCI), Scopus, TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.907-926
  • Atatürk Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Mülkiyet kavramı, sadece siyasal iktisat kuramı açısından değil; sosyolojik, sanatsal ve edebî alanlarda da eleştirel nitelikli birçok çalışmaya konu olmuştur. Özünde, sermayenin üretici emek karşısındaki mütehakkim gücünü adlandıran mülkiyetçi ideolojinin edebi-sosyolojik diskurda ele alınış biçimleri ve çerçevelenme düzeyleri bize belli bir tarihsel dönemde egemen olan ilişki biçimleri, mülkiyet kavrayışı ve bu kavrayışın toplumsal hafızada tuttuğu yer hakkında önemli ipuçları verebilir. Çalışmada, yazar Orhan Kemal’in romanlarına ve roman karakterlerine yansıdığı biçimiyle, mülkiyet tutkusu ve mülkiyetçi ideolojinin ne tür kültürel değer tartışmalarına tanıklık ettiği, dolayısıyla Türkiye toplumsal hafızasına etkileri ve bu etkinin ne tür bakış açıları, ilişki tarzları ve davranış kalıpları yarattığı konusunu incelemek amaçlanmıştır. Bu amaçla, çalışmada yazarın 50’li yılların başlarından 70’li yılların sonlarına dek uzanan edebî mesaisinin verimlerini temsil eden altı eseri ihtiva ettikleri mülkiyet tutkusu ve mülkiyetçi ideoloji eleştirisi odağında içerik analizi yöntemiyle incelenmeye tabi tutulmuştur. Türkiye’de mülkiyet tutkusu-toplumsal hafıza ilişkisini tartışmaya açması anlamında, çalışmanın Türkçe edebiyat sosyolojisi araştırma alanına önemli bir katkı olacağı değerlendirilmektedir. Çalışmada, zamanla değişen mülkiyet biçimlerinin bireylerdeki mülkiyet algısı ve düşüncesini de değiştirdiği, bu durumun da Türkiye toplumsal hafızasında farklı kişilik tipleri ve buna bağlı davranış örüntüleri ürettiği sonucuna ulaşılmıştır.