Nazofarinks Punch Biyopsilerinin Retrospektif Analizi ve Malignite Tespitindeki Yeri


ARSLAN R., BULUT N.

Uluslaraarsı Sağlık Araştırmaları Kongresi, Türkiye, 25 Ağustos 2021

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Atatürk Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Nazofarinks Punch Biyopsilerinin Retrospektif Analizi ve Malignite Tespitindeki Yeri

GİRİŞ: Nazofaringeal bölge anatomik olarak kolay ulaşılabilir ve görünür bir bölge olması nedeniyle tanısal işlemler için sıklıkla biyopsi yapılan alanlardan biridir. Hem malign hem de benign çok sayıda lezyon bu bölgede lokalize olmaktadır. Özellikle baş boyun bölgesinin diğer skuamöz hücreli karsinomlarından daha yaygın infiltrasyon, lenfatik yayılım ve uzak metastaz gösteren nazofarinks karsinomlarının kısa sürede tespiti ve erken tedavisi açısından punch biyopsiler vazgeçilemez tanı yöntemidir. Genel olarak bölge biopsilerinde malignite oranı %2,4-5 arasında görülmektedir. Çalışmamızda kliniğimizde değerlendirilen nazofarinks biyopsilerinin retrospektif olarak incelenmesi ve özellikle malignite tespit oranlarının literatürle kıyaslanması amaçlanmıştır. YÖNTEM: 1 Ocak 2015-31 Aralık 2020 tarihleri arsında Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde çeşitli nedenlerle yapılan ve Tıbbi Patoloji Anabilim Dalından değerlendirilmesi istenilen toplam 1,124 hastaya ait nazofarinks punch biyopsi raporları geriye yönelik tarandı. Olgular yaş, cinsiyet, tanı için yetersiz örnekler, benign lezyonlar, kuşkulu malign ve malign lezyonlar olarak klasifiye edilerek literatür ile kıyaslandı. BULGULAR: Olguların 503’ü (%44,7) kadın, 621’i (%55,3) erkek idi. Yaş ortalaması 31.58 idi. En düşük yaş 4 ve en yüksek yaş 92 idi. Olguların 17’si (%1,5) tanı için yetersiz numune içermekteydi. 1044 (%92,8) vaka benign (lenfoid hiperplazi, granülomatöz inflamasyon, viral etki, apse, polip, inflamatuar lezyon vb), lezyonlardan oluşurken, 9’u (%0,8) malignite açısından şüpheli (atipik lenfoid infiltrat, lenfoma kuşkusu vb) lezyon içerdiği rapor edilmişti. 54 olguda ise (%4.8) malign lezyonlar tespit edildi. Malignite tanısı alan olguların %57.4 ü (31/54) nonkeratinize nazofarinks karsinomu, %7,4 (4/54 ) ü yassı epitel hücreli karsinom, %20,3 ü (11/54) non-hodgkin lenfoma, %3,7 (2/54) hodgkin lenfoma ve %11,1 i (6/54) diğer (Ewing sarkom, Malign Melanom, AML infiltrasyonu vb) maligniteler olarak tespit edildi. Malignite tespit edilen olguların yaş ortalaması 57.90 olarak tespit edildi. Malignite tanılı olguların 17’si kadın ve 37’si erkek idi. SONUÇ: Nazofaringeal biyopsiler tümöral ve non-tümöral lezyonların değerlendirilmesi ve tedavilerinin düzenlenmesi açısından önemlidir. Çalışmamızda literatür ile uyumlu oranda (%4.8) malignite tespit edilmiştir. Malignite tespit edilen olguların ileri yaşlarda olması ve çoğunluğunun nazofarinksin primer kanseri olmasıda literatür ile uyumludur. Bu bağlamada endoskopik nasofarenks biopsileri bölgenin malignitelerini tespit etme açısından en önemli tanı