7.th International Congress on Contemporary Scientific Research, Rome, İtalya, 30 Mart 2025, ss.687-697, (Tam Metin Bildiri)
Günümüzde sanat, teknolojinin ve
dijital araçların sağladığı sınırsız olanaklarla yeniden tanımlanmaktadır.
Özellikle doğa ve çevresel farkındalık temaları, dijital sanatın güçlü bir
ifade alanı haline gelmiştir. Bu bağlamda, sanatçılar çevresel sorunları ele
almak, sürdürülebilirlik konusuna dikkat çekmek ve toplumsal farkındalık
yaratmak amacıyla doğanın dinamiklerini teknolojik bir estetikle
birleştirmektedir. Olafur Eliasson, Refik Anadol, John Gerrard, Ryoji Ikeda, ve
TeamLab'in gibi sanatçılar, ekolojik temaları dijital sanat pratikleriyle ele
alarak çevresel farkındalığın artırılmasına katkı sağlamaktadır. Bu
araştırmada, söz konusu sanatçıların ele aldıkları ekolojik temalar,
kullandıkları teknikler ve yarattıkları etkiler, yeni medya sanatı çerçevesinde
incelenecektir. Nitel araştırma yaklaşımı çerçevesinde yapılan bu araştırma,
derleme niteliği taşımaktadır. Gerrard’ın çevresel yıkımı dijital
simülasyonlarla görünür kılan eleştirel yaklaşımı; Eliasson’un algıya dayalı
mekânsal yerleştirmeleri; Anadol’un yapay zekâ ile doğanın verisel belleğini
estetik bir düzleme taşıyan projeleri; TeamLab’in insan ile doğa arasındaki
ilişkiyi beden, hareket ve zaman aracılığıyla yeniden kurgulayan interaktif
enstalasyonları ve Ikeda’nın doğadaki matematiksel düzeni işitsel ve görsel
veriyle ortaya koyan yapıları yeni medya sanatının doğa temsiline dair bakış
açısını radikal biçimde dönüştürdüğünü göstermektedir.
Sonuç olarak, bu sanatçılar, doğa ve
teknolojiyi buluşturarak çevresel sorunlara ilişkin eleştirel düşünceyi
tetikleyen deneyimler sunmakta ve yeni medya sanatının ekolojik bilinci
şekillendirme gücünü ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, dijital sanatın, çevresel
farkındalığı artırma ve izleyiciyi sürdürülebilirlik konusunda harekete geçirme
potansiyeli, gelecekteki sanat pratikleri için önemli bir referans noktası
oluşturmaktadır.
Today, art is being redefined by the unlimited possibilities
provided by technology and digital tools. In particular, the themes of nature
and environmental awareness have become a powerful field of expression in
digital art. In this context, artists combine the dynamics of nature with a
technological aesthetic to address environmental issues, draw attention to
sustainability and raise social awareness. Artists such as Olafur Eliasson,
Refik Anadol, John Gerrard, Ryoji Ikeda, and TeamLab have contributed to
raising environmental awareness by addressing ecological themes through digital
art practices. In this research, the ecological themes, the techniques used and
the effects created by these artists will be analyzed within the framework of new
media art. This research, conducted within the framework of a qualitative
research approach, is a compilation. Gerrard's critical approach that makes
environmental destruction visible through digital simulations; Eliasson's
perception-based spatial installations; Anadol's projects that bring the data
memory of nature to an aesthetic plane with artificial intelligence; TeamLab's
interactive installations that reconstruct the relationship between human and
nature through body, movement and time; and Ikeda's structures that reveal the
mathematical order in nature with audio and visual data show that new media art
radically transforms the perspective on the representation of nature.
As a result, these artists present experiences that trigger critical thinking on environmental issues by bringing nature and technology together and demonstrate the power of new media art to shape ecological consciousness. In this context, the potential of digital art to raise environmental awareness and mobilize the audience on sustainability constitutes an important reference point for future art practices.Sonuç olarak, bu sanatçılar, doğa ve teknolojiyi buluşturarak çevresel sorunlara ilişkin eleştirel düşünceyi tetikleyen deneyimler sunmakta ve yeni medya sanatının ekolojik bilinci şekillendirme gücünü ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, dijital sanatın, çevresel farkındalığı artırma ve izleyiciyi sürdürülebilirlik konusunda harekete geçirme potansiyeli, gelecekteki sanat pratikleri için önemli bir referans noktası oluşturmaktadır.