8. TÜRKİYE EKMUD BİLİMSEL KONGRESİ, Antalya, Türkiye, 24 - 29 Kasım 2020, cilt.9, sa.1, ss.121
Giriş: Psoas apsesi tipik klinik bulgusu olmayan, tanıda ileri görüntüleme
tekniklerine ihtiyaç duyulan bir enfeksiyon hastalığıdır. Primer ve sekonder
olarak sınıflandırılmaktadır. Sekonder psoas apsesi genellikle yatan bir
hastalıkların komplikasyonu olarak görülürken, primer psoas apsesinin
en sık sebebi Staphylococcus aureus’tur. Genellikle vücudun başka bir
bölgesindeki enfeksiyon odağından hematojen yayılım sonucu gelişir. Bu
çalışmada altta yatan kronik hastalığı olmayan, ateş yüksekliği ve kalça
tutukluğu şikayetiyle başvuran ve psoas kasında apse tespit edilen bir olgu
sunduk.
Olgu: Bilinen kronik hastalığı olmayan 5 ay önce vajinal yolla doğum
yapan, 19 yaşında kadın hasta yaklaşık 4 gündür olan titremeyle yükselen
ateş, bulantı, kusma ve bel ağrısı şikayetiyle başvurdu. Hastanın fizik
muayenesinde genel durum orta, oryante-koopereydi. Ateş yüksekliği 38
°C, tansiyon arteriyel 100/60 mmHg, nabız 115/dk, solunum sayısı 22/
dk idi. Hastanın servikal ve aksiller bölgede milimetrik lenfadenopatisi
vardı. Diğer sistem bulguları normaldi. Laboratuvarında; beyaz küre
4.160/ul (%80 NE), hemoglobin 11 g/dl, trombosit 167.000/ul, C-reaktif
protein (CRP) 187 mg/l, procalsitonin 6,8 ng/ml, sedimentasyon 76 mm/
sa, AST 165 U/l, ALT 74 U/l idi. Takiplerinde ateş yüksekliği devam eden
hastadan kan kültürleri alındı. Hastaya ampirik olarak seftriakson 2×1 gr
IV tedavisi başlandı. Hastaya enfektif endokardit şüphesiyle EKO yapıldı,
normal olarak geldi. Yataktan kalkamayacak kadar şiddetli bel ağrısı
olması nedeniyle hastaya lumbosakral MR çekildi. MR’de sağ iliopsoas
kası içerisinde sakroiliak eklem aralığına uzanım gösteren 18×14 mm
ebatlı apse ve sağ sakroileit saptandı. Girişimsel radyoloji tarafından apse
materyalinin drenajı uygun görülmedi. Apse etiyolojisinin araştırılmasına
yönelik brucella aglütinasyon testi, PPD ve quantiferon istendi. Hastanın
alınan kan kültürlerinden 2 tanesinde metisilin duyarlı S. aureus üremesi
oldu. Brucella test sonuçları negatif, PDD 2 mm ve quantiferon tüp
2 pozitif olarak sonuçlandı. Seftriakson tedavisi altında hastanın bel
ağrısı geriledi, ateş, CRP, sedimentasyon ve procalsitonin değerleri
normal sınırlara geldi. Parenteral tedavisi 4 haftaya tamamlanan hasta
oral tedaviyle (sodyum fusidat 3x500 mg + siprofloksasin 2x500 mg
tablet) taburcu edildi. Tedavinin 2. ayında çekilen MR’de apse odağının
kaybolduğu görüldü.
Sonuç: Psoas apsesi kliniğinin spesifik olmaması ve nadir görülen bir durum
olması nedeniyle tanıda zorluklara neden olabilmektedir. Ateş yüksekliği ve
bel ağrısı olan hastalarda mutlaka görüntüleme teknikleri ile apse ve kemik
tutulumları araştırılmalıdır. Endemik bölgelerde M. tuberculosis ve Brucella
türlerinin de etken olabileceği akılda tutulmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Staphylococcus aureus, psoas apsesi, primer enfeksiyon