"Konumlan Fakat Yerleşme! Egemen Kamusallık ve Ürettiği Mekânsal Algıya Karşı Yeni Konumlanma Biçimleri Üzerine Deneme"


Köse H.

Konumsal Medya: Dijital Çağda Mekan Üzerine Disiplinlerarası Tartışmalar, Cemile Tokgöz,Betül Aydoğan, Editör, Siyasal Kitabevi, Ankara, ss.143-174, 2020

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2020
  • Yayınevi: Siyasal Kitabevi
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Sayfa Sayıları: ss.143-174
  • Editörler: Cemile Tokgöz,Betül Aydoğan, Editör
  • Atatürk Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Uslu imkânlarla köreltilmiş bir hayat tahayyülü, vazgeçilmiş özgürlüğün kahırlı yüküyle var olabilir ancak. Tutkulardan yoksun olduğu kadar umutlu bir gelecek fikrinden de feragat etmiş böylesi bir hayatta bedenin alanı ruhsuzca genişlerken, uzamın orantılarınca tutsak alınmış birey için eylem ve deneyim alanının olanakları da karartılmıştır artık. Ancak uzamla kurulan tuzak, yine uzamla bozulur. Nitekim direnişçi popüler kültürün ritüalistik görünümlerinden de bilmekteyiz ki, bizatihi uzamın kendisi etkin biçimde dérivé edilip mutasyona uğratıldığında bir karşı silaha da dönüşebilir; çünkü uzama karşı yine uzam yoluyla direnilir, içeriden, içindekilerle ve upuzun bir sabırla. Nasıl ki egemenlik, sınırlarına hükmedilmiş fiziksel bir yerle, teritorya ile başlıyorsa, ona karşı gösterilecek mukavemet de somut kimi hatlar ve sınırlarla çevrilidir. Kuşkusuz söz konusu sınırlar boş ya da tümüyle soyut bir alanı çevrelemez, içinde behemehâl cereyan eden olaylar ve durumlarla yaratılır. Bu anlamda egemen kamusallığın bariz görünürlüğü, mimari düzenlemelerin geometrik yüzeylerinde kendi meşru çerçevesini kurarken, söz konusu yapılara içkin durumları ve olay anlarını da kurar. Dolayısıyla uzam, bu biçimiyle de egemen retorik (dil, düşünce, sembol, vb.) ve uygulamalara karşı koymanın ve direnmenin yeridir. Uzamsal denetim yoluyla güç ve tahakküm çizgileri içeren devasa yapılardan tarihsel militarist simgelerin gaddarlığına kadar sadece mukimin bakışı koşullandırılmaz, aynı zamanda gündelik kent dinamizmi içinde, faillerin düşünce ve davranışları üzerinde göze görünmez dayatmalar, emirler, buyruklar da oluşturulur. Bu anlamda, bir kültürel beğeni ve güç sahibinin, duvarları klasik ve paha biçilmez tablolarla süslü salonunun aura’sında gücünü yitiren şey, yalnızca kitch’in yapay ışığı değil, aynı zamanda ekonomik ve siyasal hareketlilik noktalarına, kültürel sermaye birikimiyle gelen âlimi mutlak toplumsal statülere erişimi engellenmiş madunun zapturapt altına alınmış bakışıdır. Bu çalışma, konumsal medyanın kritiği bağlamında, madun çevrelerin egemen kamusallık alanındaki alternatif mekan kullanımları ile yeniden yaratılmış bu mekanlar üzerinden direnme olanaklarına eğiliyor.