EDEBİYAT VE ÖTEKİLİK, FUNDA KIZILER,İNCİ ARAS, Editör, Nisan Yayınları, İstanbul, ss.157-169, 2022
Kadın dünyasının yazgı parametrelerine en sıcak ve yakın konumundan bakıldığında, Frischmuth ve Aral’ın yazın dünyasının göz alıcı kahramanlarına rastlamamak olası değildir. Bu figürler, ötekileştirilmiş yaşam alanlarına yazgılarıyla mal olmuş tanıdık yüzleri andırır. Ortak bir kuluçkanın ürünleri gibi olan bu yazarların kadın kahramanları, baskın yazgının kadın üzerinden en ayrıntılı biçimde resmedildiğini hissettirler. Onları, en bilindik yanları olan ötekinin sesinden tanımak en çarpıcı olgudur. Yalnızlık duvarlarının içinde tutsak kalmış olmanın çaresizliğini romana özgü kurgusal bir dille gerçek yaşama akıtmayı başaran yazarların en belirgin özelliği, kadın sorunlarını kadınca bir dille ve tadımlıkta kanaviçe titizliğinde yazıya işlemiş olmalarıdır. Seçtikleri figürlerin arka alanlarının derinlik psikolojisiyle örülü oluşu, kahramanlarına yüklediği zaman ve duygu üstü değerlerle ölçülmektedir. Yukarıdaki saptamayı en çarpıcı biçimiyle Aral’ın Ölü Erkek Kuşlar (2007) adlı yapıtı ile Frischmuth’un Haschen nach Wind (Rüzgârı Yakalamak) (1983) adlı yapıtında tüm çıplaklıklarıyla gözlemlemek hiç de zor değildir. Türk ve Avusturya yazın dünyasına kadın odaklı olarak önemli ölçekte girmiş bulunan ve okurun yazın evrenine kayda değer izler bırakan Aral ve Frischmuth, pek çok önemli noktada buluşabiliyorlar. Bu buluşmayı önemli kılan çok sayıdaki benzerliklerin yanı sıra, ötekileştirilmiş kadının genel konumu ve coğrafyası, değer yargıları kuşağındaki kuşatılmışlığı, yalnızlığı, beklentileri, umut ve düş kırıklıkları… vb. gibi bire bir örtüşen yanlarının da var olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.