Uluslararası Bilimsel Araştırmalar Dergisi (IBAD), sa.10, ss.370-387, 2021 (Hakemli Dergi)
Anlatma eylemi insan doğası için temel
gereksinimlerin başında yer alır. Bununla birlikte
kendisini zamanın ruhuna göre yeniden düzenleyip
değiştiren bir doğaya da sahiptir. Kuşkusuz her
uygarlığın ve geleneğin anlatıcılık biçemleri nasıl
değişime uğramışsa Geleneksel Türk Halk Hikâyeciliği
de teknik, tematik ve estetik ölçütlerde değişim ve
dönüşümler yaşamıştır. Yanı sıra, geleneğin izini süren,
geleneği devam ettiren ama aynı zamanda çağın
gerektirdiği yapısal özellikleri üzerinde barındıran
(halef – seleflik) hikâye anlatıcılığının Türk anlatı
sanatına yeni değerler kazandırdığı da açıktır.
Böyleyken günümüz anlatı sanatında ciddi bir
paradoksal yapının bulunduğunu da söylemek gerekir.
Bir tarafta Benjamin’in de ifade ettiği şekliyle, hikâyeler
çağının bittiğine dair sav, diğer tarafta içeriği hafife alan bu
çağa hikâyelerle direnen meddah, masal anlatıcısı, stand-upçı
gibi anlatıcılar. Bu bağlamda yöntem olarak hikayenin
dönüşümünü geleneksel ile çağdaş olanın temsilci
modelleri üzerinden (özellikle meddah ile stand up
gösterileri) okumak gelecekte hikayenin insan ve
toplumlar üzerindeki durumuna ilişkin güçlü
tahminlerde bulunmamıza kapı aralayacaktır.
The act of narration is one of the basic requirements for
human nature. However, it has a nature that rearranges
and changes itself according to the spirit of the time.
Undoubtedly, Traditional Turkish Folk Storytelling has
undergone changes and transformations in technical,
thematic and aesthetic criteria just as the narrative styles of
every civilization and tradition have changed. In addition,
it is clear that storytelling, which follows the traces of the
tradition, maintains the tradition, but also has the
structural features required by the age (successor –
forerunner), brings new values to Turkish narrative art.
Nevertheless, it should be said that there is a serious
paradoxical structure in today's narrative art. On the one
hand, as Benjamin expresses it, the argument that the age
of stories is over, and on the other hand, narrators such as
meddah, storytellers, stand-ups resisting this age with
stories that underestimate the content. In this context,
reading the transformation of the story as a method
through the representative models of the traditional and
the contemporary (especially the storytelling and stand-up
shows) will open the door for us to make strong
predictions about the situation of the story on people and
societies in the future.