Folklor Edebiyat , cilt.4, sa.26, ss.757-779, 2020 (ESCI)
İnsanlar, doğaları gereği geçmişe özlem duyarlar. Özellikle de ortalama bir yaşamsal rutine tabiiyetin gerçekliğinde yeterince varoluşsal bir tatmin duygusu elde
edemediklerinde, kendilerini sıklıkla geçmiş yaşantılarında, pratiklerinde, alışkanlıklarında bulurlar. Bu sembolik deneyimler özellikle medya endüstrisi çağında
temsili doyum arayışının da temel araçlarıdır. Deyim yerindeyse, böylelikle temsili
hazlarla hayatlarındaki anlam eksikliğini gidermeye çalışırlar. Günümüz medyatik
popüler kültür koşullarında nostaljiye eğilimin daha da artmış olmasının önemli bir
nedeni, kişisel ve kolektif hayatı anlamlandıran değerlerin gitgide özgünlüklerini
ve derinliklerini yitirerek metalaşması ve rutin yaşamsal pratiğin uğradığı anlam
kaybı olabilir. Nostalji olgusu, şimdinin ve geleceğin belirsizliğine karşılık küresel
değer salgını içinde köklerinden ve yerlerinden edilmiş, değerleri, duyguları ve
alışkanlıkları bakımından adeta sürgünde yaşayan bireylere bir nevi konumlanma olanağı, yitirilmiş aşinalık duygusuna ilişkin bir tür ikame veya aidiyet duygusu sunuyor da olabilir. Bu çalışma, kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı temelinde,
nostalji talebinin medyanın etkili retoriği tarafından tahkim edilmiş görsel reklam
örnekleri odağında ne tür söylem biçimleri eşliğinde üretildiğinin eleştirel bir çözümlemesini yapmayı amaçlamaktadır.