doğu anadolu kadın sağlığı derneği palandöken kadın doğum kongresi, Erzurum, Türkiye, 17 - 19 Mart 2023, cilt.1, sa.1, ss.44
GEBE HASTADA TİBİA DİSTAL ŞAFT KIRIĞI, OLGU SUNUMU
Eyüp Şenocak
Atatürk Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği, Erzurum
Giriş
Ekstremite kırıkları, genel popülasyonla birlikte genç erişkin fiziksel aktif hastalarda daha yaygın görülen bir travma
türüdür. Trafik kazaları, basit düşme, yüksekten düşme gibi nedenlerle ortaya çıkabilen alt ekstremite kırıkları gebelerde
nadir görülür ve gebelikte yönetimi ile tedavi yaklaşımı belirgin zorluk arzetmektedir. Tibia şaft kırıkları erişkin
hastada cerrahi tedaviyi gerektirmektedir. Gebe hastanın anestezi uygulaması açısından yönetimi ve implant uygulanırken
yoğun radyasyon maruziyetine yol açan bir teknik olan skopi tekniğinin kullanılması nedeniyle, tibia şaft kırıkları
yönetimi zor bir tıbbi durum olarak karşımıza çıkar.
Bu olguda Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği’nde takip edilen, 30 haftalık gebeliği ve tibia distal şaft kırığı olan hastanın
komplikasyonsuz tamamlanan takip ve tedavi süreci sunulacaktır.
Olgu - Bulgular
32 yaşında basit düşme sonrası sol tibia distal şaft oblik kırığı tanısıyla acil serviste değerlendirilmiş olan hastanın 30
haftalık gebe olduğu öğrenildi. Acil serviste abdomen bölgesi kurşun önlükle korunarak çekilen alt ekstremite tibia AP
ve lateral grafide sol tibia distal oblik şaft kırığı olduğu tesbit edilen hastaya, uzun bacak atel yapılarak cerrahi planlanıp
yatış verildi. Yapılan kadın hastalıkları ve doğum konsültasyonunda fetüste travmaya sekonder herhangi bir patoloji
saptanmamış olup, hasta operasyon hazırlıklarının ardından gebeliğe ve cerrahiye bağlı olası risklerle ilgili aydınlatılmış
onam alınarak acil operasyona alındı.
Yöntem
Distal tibia kırığı için uygulanabilecek yöntem olarak; daha az invaziv oluşu, cerrahi süresi daha kısa olması ve daha
az skopi kullanmayı gerektirmesi nedeniyle minimal invaziv submüsküler plak ve vida ile osteosentez uygulanması
planlandı. Anestezi için düşük dozda spinal anestezi tercih edilen hasta, karnı fetüse giden kan akımının etkilenmemesi
açısından sola doğru hafif devie olacak şekilde supin pozisyonda ve batın bölgesi kurşun önlükle kapatılmış olarak
ameliyata alındı. Medial malleol üzerinden yapılan yaklaşık 3 cm lik insizyon ve kırık proksimalinden yapılan 1 er cm
lik 5 adet insizyon ile minimal invaziv yöntemle hasta opere edildi. Operasyon toplamda 4 kez ve düşük dozda skopi
uygulanarak yaklaşık 20 dakikada tamamlandı. Perioperatif komplikasyon gelişmeyen hastaya uzun bacak atel sarılarak
ameliyat sonlandırıldı. Postoperatif dönemde kadın hastalıkları ve doğum konsültasyonu tekrarlanan hastada fetüste
herhangi bir problem saptanmadı.
Sonuç
Ekstremite kırıkları sık rastlanan ve gebe olmayan hastalarda yönetimi nisbeten kolay olan durumlardır. Ancak gebelikte
takip ve tedavisi özellik arzetmektedir. Gebelerde ekstremite kırıklarında multidisipliner yaklaşım ile uygun cerrahi
tedavi seçilerek ve doğru yönetilerek yüz güldürücü sonuçlar elde edilebilmektedir.