19. YÜZYIL TÜRK MÛSIKÎSİ BAĞLAMINDA HAMAMÎZÂDE İSMAİL DEDE EFENDİ ESERLERİNDE PROZODİ


İnan K.

Yegah Musicology Journal, cilt.8, sa.4, ss.3229-3256, 2025 (Scopus)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 8 Sayı: 4
  • Basım Tarihi: 2025
  • Doi Numarası: 10.51576/ymd.1811840
  • Dergi Adı: Yegah Musicology Journal
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Scopus
  • Sayfa Sayıları: ss.3229-3256
  • Atatürk Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Bu makale, 19. yüzyıl Türk mûsıkîsi özelinde, Hamamîzâde İsmail Dede Efendi’ye ait eserleri prozodik olarak incelemeyi amaçlamaktadır. Dede Efendi, Türk mûsıkîsinde hanendeliği, hocalığı ve özellikle bestekârlığı ile bilinen; sahip olduğu mûsıkî kabiliyeti ile Türk mûsıkîsine yeni bir yön vermiş mühim bir şahsiyettir. Dede Efendi, kendinden önceki dönemlerin mûsıkî anlayışından izler taşıyan ve aynı zamanda klasik üslubun tekâmül ettiği bir mûsıkî anlayışı ile eserler üretmiştir. Hemen her türden bestelediği eserler ile geniş bir repertuvar oluşturmuş, bazı mûsıkî türlerinde yeniliklere gitmiş, terkîb ettiği makamlarla mûsıkî nazariyatına katkıda bulunmuştur. 

Dede Efendi’nin eserlerinin geçmişte ve günümüzde öne çıkmasının ve beğenilmesinin sebepleri dikkate değer bir konudur. Bu bağlamda eserlerinin teknik olarak değerlendirilmesinde şüphesiz ilk olarak prozodi alanına başvurulmalıdır. Kısaca güfte ve beste uyumu olarak adlandırılan prozodi, daha çok batı dünyasında ortaya çıkmış, Türk mûsıkîsi tarihinde yaklaşık bir asır öncesine kadar uzanan bir mevzudur. Ülkemizde prozodi ilmi konusunda yirminci yüzyıl başından itibaren yapılmaya başlanan çalışmalar ile Türk mûsıkîsi prozodisi ve besteleme teknikleri konusunda belli kurallar tespit edilmiştir. Bu kurallar ışığında, Türk mûsıkîsi bestekârlarından olan Hamamîzâde İsmail Dede Efendi’nin eserlerinde prozodinin varlığı ve eserlerinin müzikal özelliklerinin tespit edilmesi amaçlarını taşıyan bu çalışmada, Dede Efendi’nin eserlerinden seçilen örneklem üzerinde prozodik tahlil çalışması yapılmış ve örneklem dahilinde incelenen eserlerin Türk mûsıkîsi prozodisi açısından uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Türk mûsıkîsi repertuvarında kayıtlı eserler üzerinde farklı prozodik yaklaşımların yapılması önerilmekte ve bu çalışmaların Türk mûsıkîsi prozodisi alanına yeni boyutlar kazandıracağı düşünülmektedir. Çalışmanın, Türk mûsıkîsi prozodisi alanına katkı sağlama ve sonraki çalışmalara referans olma noktasında önemli rol oynayacağı düşünülmektedir.

This article aims to examine the works of Hamamizade Ismail Dede Efendi, with a specific focus on 19th-century Turkish music, from a prosodic perspective. Dede Efendi is a prominent figure known for his singing, teaching, and, especially, his composing skills in Turkish music. His musical talents have given Turkish music a new direction. Dede Efendi produced works with a musical approach that bears traces of the musical understanding of previous periods while also evolving the classical style. He has built a wide repertoire with works composed in almost every genre, innovated in some musical genres, and contributed to musical theory through the makams he incorporated. 
The reasons for the development and appreciation of Dede Efendi's works, both in the past and today, are a valuable continuity that has not been taken into account. In technical evaluations of these cultural products, the field of prosody must undoubtedly be addressed first. Briefly, prosody, presented as lyrics and the best sleep, is a subject that emerged primarily in the Western world and dates back approximately a century in the history of Turkish music. Studies conducted or initiated throughout the twentieth century on the science of prosody have established specific rules for Turkish musical prosody and the best selection techniques. Based on these rules, this performance aimed to identify the presence of prosody in the works of Hamamizade Ismail Dede Efendi, a Turkish musical composer, and to identify the pieces musically. Prosodic analysis studies were conducted on selected pieces from Dede Efendi's works, and the analyzed pieces were generally found to be suitable for Turkish musical prosody. It is proposed that different prosodic treatments be conducted on works recorded in the Turkish music repertoire, and it is stated that these warriors will add new dimensions to the field of Turkish music prosody. It is stated that the study will contribute to the field of Turkish music prosody and will play an important role as a reference document for future research.