ULUSLARARASI KATILIMLI VI. SAĞLIK İLETİŞİMİ SEMPOZYUMU, İstanbul, Türkiye, 26 - 27 Kasım 2020, ss.99
Son on yılda, duygusal zekâ dünya çapında kuramcıların ve
araştırmacıların dikkatini çeken konuların başında kendini göstermektedir.
Duygusal zekâ, insanlar arasındaki iletişimin etkisinde, bilginin
üretilmesinde, açığa çıkarılmasında ve paylaşılmasında önemli olduğu yapılan
çalışmalarda ortaya konmaktadır. Çalışanların duygusal zekâlarındaki güçlü
yönlerin farkındalığı, duygularını olumlu şekilde yönlendirmeleri iş
performanslarını arttıracağı gibi iş tatminlerine de katkıda bulunduğu
saptanmaktadır. Duygusal zekâ düzeyi yüksek olan çalışanların örgütsel
sessizliğe bürünme oranı daha düşük olduğu yapılan çalışmalarda ortaya
konmuştur. Bu noktada örgütsel sessizlik çalışanlar üzerinde kendini değersiz
hissetme, aidiyet, takdir, destek ve güven duygusunda azalma, stres,
tükenmişlik, depresyon, bilişsel uyumsuzluk, hap ve alkol kullanımı, motivasyon
kaybı, devamsızlık ve işten ayrılma gibi olumsuz etkilere neden olmaktadır. Bu
etkileri sebebiyle de sağlık alanında birçok araştırmanın konusu haline
gelmiştir. Bu olumsuzluklar da sağlık çalışanların stres düzeylerini
arttırmaktadır.
Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesinde çalışan, doktor
ve pratisyen hekimlerin duygusal zekâ düzeylerinin değerlendirilmesinde Schutte
ve arkadaşlarının (2006) 33 maddelik çalışmasında kullandığı ölçekten
yararlanılmıştır. Ölçek, duygusal değerlendirme, pozitif duygusal yönetim,
empatik duyarlılık ve duyguların pozitif kullanımı olmak üzere dört boyuttan ve
her boyut ise 3’er sorudan oluşmaktadır. Araştırmamızda da ölçeğin orijinaline
bağlı kalınmıştır. Ölçeğin güvenilirliği (Cronbach Alpha=0.83) olarak
bulunmuştur. Örgütsel sessizlik ölçeği Dyne, Ang ve Botero (2003) tarafından
geliştirilmiştir. Ölçekte seslilik ve sessizlik kavramlarına ilişkin altı boyut
bulunmaktadır. Sessizlik ölçeği, kabullenici sessizlik, savunmacı sessizlik,
pro-sosyal sessizlik, kabullenici seslilik, savunmacı seslilik, prososyal
seslilik boyutlarının her birini ölçmek için beş ve toplam 30 ifadeden
oluşmaktadır. Araştırma, acil servislerinde çalışan doktor ve pratisyen
hekimlerin stres düzeyi ve duygusal zekânın örgütsel sessizlik üzerine olan
etkilerini tespit edilmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir.
Çalışma sonucunda duygusal zekânın örgütsel sessizlik ile
negatif yönlü ilişki göstermesi, çalışmanın önemli sonuçlarından biridir.
Ayrıca duygusal zekânın çalışanlarda örgütsel sessizlik davranışına negatif bir
etki ortaya çıkardığı da ortaya konmuştur. Duyguların bastırılması doktor
çalışanların zihinsel ve fiziksel sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisi
olabileceği düşünülmektedir. Duyguları algılama ve yönetme kabiliyeti yüksek
olan doktor çalışanlar kendi duygularını anlayabilir ve doğal olarak ifade
edebilirler. Kendi duygularını düzenleyebilenler, stresli deneyimlerden daha
çabuk kurtulabilmelerini sağlayan duygularını ayarlayabilir ve kontrol
edebilirler.
Analizin
sonuçlarında sessizlik davranışının yüksek olduğu görülmüştür. Sağlık
kuruluşlarında sessizlik gelişmenin önünde önemli bir engeldir. Başarı, yeni
fikirler ve yenilikler sağlanması için kurumda seslilik sağlanmalıdır.
Sessizlik fark edildiği zaman önlemler alınmalı, iş görenlerin kurum ile ilgili
fikir, öneri ve görüşlerini paylaşmaları sağlanmalı, geri bildirimlerle
desteklenmelidir.