2nd International Symposium on Insurance, Banking and Finance, Erzurum, Türkiye, 21 - 23 Aralık 2023, ss.95
Sera gazı emisyonunun, küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması için mücadelede ulusal,bölgesel ve uluslararası boyutta birçok çalışma yürütülmektedir. Bu çalışmalardan biri de 2015 yılında imzalananParis İklim Anlaşması’dır. Bu anlaşmayla dünya ülkelerinin tamamına yakını, küresel ısınmanın ve sera gazıemisyonlarının azaltılması için birtakım taahhütlerde bulunmuştur. Avrupa Birliği (AB) 2019 yılında yayınladığıAvrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) ile bu anlamda diğer ülkeleri teşvik eden lider konumuna geçmiştir. AYM’nintemeldeki amacı sürdürülebilir ve daha temiz bir dünya oluşturmak ve bu amacı gerçekleştirirken yapılmasıgereken faaliyetlere ve uygulanacak sürece yer vermektir. AYM’ nin bir başka uygulaması da karbon kaçağınıazaltmak amacıyla getirilen Karbon Sınırı Ayarlama Düzenlemesi (KSAD)’dir. KSAD, AB’nin ithal ettiğiürünlerdeki karbon fiyatlandırmasını ve vergilendirmesini yaparak sera gazı emisyonunu azaltmayı amaçlayan birdüzenlemedir. AB bu düzenlemeyi yaparken bu sorumluluğu ticari paydaşlarına da yükleyerek onların dabenimsemesini sağlamaya çalışmaktadır.Hem ihracat hem de ithalat faaliyetlerinin büyük bir kısmını AB ülkeleriyle gerçekleştiren Türkiye’nin dışticaretteki en önemli paydaşı AB’dir. Bu sebeple Türkiye’nin AB ile olan ilişkilerini devam ettirmek vegüçlendirebilmek için AYM ile getirilen yenilikleri iyi anlayıp uyum sağlaması gerekmektedir. Bu süreçteTürkiye, doğru adımlar atarak AB pazarındaki payını artırabilir. Bu kapsamda T.C. Ticaret Bakanlığı tarafındanhazırlanan "Yeşil Mutabakat Eylem Planı” konuyla alakalı önemli bir destekleyici adım olarak görülmektedir. BuEylem Planı, kaynak kullanımını verimli kılarak ekolojik kıtlığı azaltmayı ve çevresel düzeni bozmadansürdürülebilir olmayı amaçlayan bir plandır. Eylem Planı, ilk olarak KSAD’nin ihracatçı işletmelere zorunlututtuğu yaptırımlara odaklanarak işletmeleri bu sisteme hazırlamayı ve gerekli ortamı oluşturmayıhedeflemektedir.Ancak Türkiye’nin iklim değişikliğine uyum sağlama noktasında finansal desteğe ihtiyacı bulunmaktadır. Yeşildönüşüm, sektörlerde ve iklim anlaşmalarında verilen taahhütlerin yerine getirilmesi ciddi oranda finansal kaynaktalebine neden olurken “Türkiye Yeşil Fonu” da bu noktada önem kazanmaktadır. Türkiye Yeşil Fonu, TürkiyeSınai Kalkınma Bankası tarafından yönetilen yeşil dönüşüm sürecinin hızlandırılması için kurulması planlanan birfinansal destek mekanizmasıdır. Fon, girişim sermayesi yatırım fonu statüsüne sahip olarak Sermaye PiyasasıKurulu mevzuatına tabi tutulacaktır. Fonun ilk etapta Dünya Bankası tarafından sağlanacak 155 milyon dolartutarındaki kredi ile oluşturulması ve önceliğin küçük ve orta ölçekli işletmelere verilmesi planlanmaktadır.Yüksek sera gazı emisyonuna neden olan işletmelerin dönüşüm sürecine hızlıca dahil olması gerektiği göz önünealındığında da, Türkiye Yeşil Fonu’ndan ilk olarak sera gazı emisyonu yüksek olan enerji ve imalat sektörlerindefaaliyet gösteren işletmelerin yararlanması beklenmektedir. Fonun, Türkiye’nin yeşil dönüşümünde belirleyici birrol oynaması amaçlanmaktadır. Türkiye Yeşil Fonu’nun yeni yatırım fırsatlarının oluşturulmasına, yeni iş alanlarıve ticari ilişkiler yaratma potansiyeli ile Türkiye ekonomisinin sürdürülebilirliğinin yanı sıra bölgesel ve küreselticaretin karbondan arındırılmasına da katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bu girişim, Türkiye'nin yeşil dönüşümve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşması noktasında önemli bir adımı temsil etmektedir. Atılacak bu adımsayesinde uluslararası finans kuruluşlarının Türkiye ekonomisine olan bakış açılarının olumlu yönde etkileneceğive bu alandaki işbirliğinin artacağı düşünülmektedir.Bu çalışma ile, Yeşil Mutabakat Eylem Planı’nın hedeflerinin gerçekleştirilmesine hizmet etmek amacıyla,yatırımcıların, kurum ve kuruluşların işletmelerin ve akademisyenlerin Türkiye Yeşil Fonu konusundabilgilendirilmeleri ve bilinçlendirilmeleri amaçlanmaktadır. Daha sonra yapılacak çalışmalarda; yeşil fonlarınsermaye piyasalarının gelişimi, sektörlerin finansal performansları, işlem maliyetleri başta olmak üzere farklıalanlarda etkileri değerlendirilebilir. Sera gazı emisyonunun, küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması için mücadelede ulusal,bölgesel ve uluslararası boyutta birçok çalışma yürütülmektedir. Bu çalışmalardan biri de 2015 yılında imzalananParis İklim Anlaşması’dır. Bu anlaşmayla dünya ülkelerinin tamamına yakını, küresel ısınmanın ve sera gazıemisyonlarının azaltılması için birtakım taahhütlerde bulunmuştur. Avrupa Birliği (AB) 2019 yılında yayınladığıAvrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) ile bu anlamda diğer ülkeleri teşvik eden lider konumuna geçmiştir. AYM’nintemeldeki amacı sürdürülebilir ve daha temiz bir dünya oluşturmak ve bu amacı gerçekleştirirken yapılmasıgereken faaliyetlere ve uygulanacak sürece yer vermektir. AYM’ nin bir başka uygulaması da karbon kaçağınıazaltmak amacıyla getirilen Karbon Sınırı Ayarlama Düzenlemesi (KSAD)’dir. KSAD, AB’nin ithal ettiğiürünlerdeki karbon fiyatlandırmasını ve vergilendirmesini yaparak sera gazı emisyonunu azaltmayı amaçlayan birdüzenlemedir. AB bu düzenlemeyi yaparken bu sorumluluğu ticari paydaşlarına da yükleyerek onların dabenimsemesini sağlamaya çalışmaktadır.Hem ihracat hem de ithalat faaliyetlerinin büyük bir kısmını AB ülkeleriyle gerçekleştiren Türkiye’nin dışticaretteki en önemli paydaşı AB’dir. Bu sebeple Türkiye’nin AB ile olan ilişkilerini devam ettirmek vegüçlendirebilmek için AYM ile getirilen yenilikleri iyi anlayıp uyum sağlaması gerekmektedir. Bu süreçteTürkiye, doğru adımlar atarak AB pazarındaki payını artırabilir. Bu kapsamda T.C. Ticaret Bakanlığı tarafındanhazırlanan "Yeşil Mutabakat Eylem Planı” konuyla alakalı önemli bir destekleyici adım olarak görülmektedir. BuEylem Planı, kaynak kullanımını verimli kılarak ekolojik kıtlığı azaltmayı ve çevresel düzeni bozmadansürdürülebilir olmayı amaçlayan bir plandır. Eylem Planı, ilk olarak KSAD’nin ihracatçı işletmelere zorunlututtuğu yaptırımlara odaklanarak işletmeleri bu sisteme hazırlamayı ve gerekli ortamı oluşturmayıhedeflemektedir.Ancak Türkiye’nin iklim değişikliğine uyum sağlama noktasında finansal desteğe ihtiyacı bulunmaktadır. Yeşildönüşüm, sektörlerde ve iklim anlaşmalarında verilen taahhütlerin yerine getirilmesi ciddi oranda finansal kaynaktalebine neden olurken “Türkiye Yeşil Fonu” da bu noktada önem kazanmaktadır. Türkiye Yeşil Fonu, TürkiyeSınai Kalkınma Bankası tarafından yönetilen yeşil dönüşüm sürecinin hızlandırılması için kurulması planlanan birfinansal destek mekanizmasıdır. Fon, girişim sermayesi yatırım fonu statüsüne sahip olarak Sermaye PiyasasıKurulu mevzuatına tabi tutulacaktır. Fonun ilk etapta Dünya Bankası tarafından sağlanacak 155 milyon dolartutarındaki kredi ile oluşturulması ve önceliğin küçük ve orta ölçekli işletmelere verilmesi planlanmaktadır.Yüksek sera gazı emisyonuna neden olan işletmelerin dönüşüm sürecine hızlıca dahil olması gerektiği göz önünealındığında da, Türkiye Yeşil Fonu’ndan ilk olarak sera gazı emisyonu yüksek olan enerji ve imalat sektörlerindefaaliyet gösteren işletmelerin yararlanması beklenmektedir. Fonun, Türkiye’nin yeşil dönüşümünde belirleyici birrol oynaması amaçlanmaktadır. Türkiye Yeşil Fonu’nun yeni yatırım fırsatlarının oluşturulmasına, yeni iş alanlarıve ticari ilişkiler yaratma potansiyeli ile Türkiye ekonomisinin sürdürülebilirliğinin yanı sıra bölgesel ve küreselticaretin karbondan arındırılmasına da katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bu girişim, Türkiye'nin yeşil dönüşümve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşması noktasında önemli bir adımı temsil etmektedir. Atılacak bu adımsayesinde uluslararası finans kuruluşlarının Türkiye ekonomisine olan bakış açılarının olumlu yönde etkileneceğive bu alandaki işbirliğinin artacağı düşünülmektedir.Bu çalışma ile, Yeşil Mutabakat Eylem Planı’nın hedeflerinin gerçekleştirilmesine hizmet etmek amacıyla,yatırımcıların, kurum ve kuruluşların işletmelerin ve akademisyenlerin Türkiye Yeşil Fonu konusundabilgilendirilmeleri ve bilinçlendirilmeleri amaçlanmaktadır. Daha sonra yapılacak çalışmalarda; yeşil fonlarınsermaye piyasalarının gelişimi, sektörlerin finansal performansları, işlem maliyetleri başta olmak üzere farklıalanlarda etkileri değerlendirilebilir.
Sera
gazı emisyonunun, küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin etkilerinin
azaltılması için mücadelede ulusal,bölgesel
ve uluslararası boyutta birçok çalışma yürütülmektedir. Bu çalışmalardan biri
de 2015 yılında imzalananParis
İklim Anlaşması’dır. Bu anlaşmayla
dünya ülkelerinin tamamına yakını, küresel ısınmanın ve sera gazıemisyonlarının
azaltılması için birtakım taahhütlerde bulunmuştur. Avrupa Birliği (AB) 2019
yılında yayınladığıAvrupa
Yeşil Mutabakatı (AYM) ile bu anlamda diğer ülkeleri teşvik
eden lider konumuna
geçmiştir. AYM’nintemeldeki amacı
sürdürülebilir ve daha temiz bir dünya oluşturmak ve bu amacı gerçekleştirirken
yapılmasıgereken faaliyetlere ve
uygulanacak sürece yer vermektir. AYM’ nin bir başka uygulaması da karbon
kaçağınıazaltmak
amacıyla getirilen Karbon Sınırı Ayarlama Düzenlemesi (KSAD)’dir. KSAD, AB’nin
ithal ettiğiürünlerdeki karbon
fiyatlandırmasını ve vergilendirmesini yaparak sera gazı emisyonunu azaltmayı
amaçlayan birdüzenlemedir. AB bu
düzenlemeyi yaparken bu sorumluluğu
ticari paydaşlarına da yükleyerek onların dabenimsemesini
sağlamaya çalışmaktadır.Hem
ihracat hem de ithalat faaliyetlerinin büyük bir kısmını AB ülkeleriyle
gerçekleştiren Türkiye’nin dışticaretteki
en önemli paydaşı AB’dir. Bu sebeple Türkiye’nin AB ile olan ilişkilerini devam
ettirmek vegüçlendirebilmek için AYM ile
getirilen yenilikleri iyi anlayıp uyum
sağlaması gerekmektedir. Bu süreçteTürkiye,
doğru adımlar atarak AB pazarındaki payını artırabilir. Bu kapsamda T.C.
Ticaret Bakanlığı tarafındanhazırlanan
"Yeşil Mutabakat Eylem Planı” konuyla alakalı önemli bir destekleyici adım
olarak görülmektedir. BuEylem
Planı, kaynak kullanımını verimli kılarak ekolojik kıtlığı azaltmayı ve
çevresel düzeni bozmadansürdürülebilir
olmayı amaçlayan bir plandır. Eylem Planı, ilk olarak KSAD’nin ihracatçı
işletmelere zorunlututtuğu
yaptırımlara
odaklanarak
işletmeleri
bu
sisteme
hazırlamayı
ve
gerekli
ortamı
oluşturmayıhedeflemektedir.Ancak
Türkiye’nin iklim değişikliğine uyum sağlama noktasında finansal desteğe
ihtiyacı bulunmaktadır. Yeşildönüşüm,
sektörlerde ve iklim anlaşmalarında verilen taahhütlerin yerine getirilmesi
ciddi oranda finansal kaynaktalebine
neden olurken “Türkiye Yeşil
Fonu” da bu noktada önem kazanmaktadır. Türkiye Yeşil Fonu, TürkiyeSınai
Kalkınma Bankası tarafından yönetilen yeşil dönüşüm sürecinin hızlandırılması
için kurulması planlanan birfinansal
destek mekanizmasıdır. Fon, girişim sermayesi yatırım fonu statüsüne
sahip olarak Sermaye PiyasasıKurulu
mevzuatına tabi tutulacaktır. Fonun ilk etapta Dünya Bankası tarafından
sağlanacak 155 milyon dolartutarındaki
kredi ile oluşturulması ve önceliğin küçük ve orta ölçekli işletmelere
verilmesi planlanmaktadır.Yüksek
sera gazı emisyonuna neden olan işletmelerin dönüşüm sürecine hızlıca dahil
olması gerektiği göz önünealındığında
da, Türkiye Yeşil Fonu’ndan ilk olarak sera gazı emisyonu yüksek olan enerji ve
imalat sektörlerindefaaliyet
gösteren işletmelerin yararlanması
beklenmektedir. Fonun, Türkiye’nin yeşil dönüşümünde belirleyici birrol
oynaması amaçlanmaktadır. Türkiye Yeşil Fonu’nun yeni yatırım fırsatlarının
oluşturulmasına, yeni iş alanlarıve ticari
ilişkiler yaratma potansiyeli ile Türkiye ekonomisinin
sürdürülebilirliğinin yanı sıra bölgesel ve küreselticaretin
karbondan arındırılmasına da katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bu girişim,
Türkiye'nin yeşil dönüşümve
sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşması noktasında önemli bir adımı temsil
etmektedir. Atılacak bu adımsayesinde
uluslararası finans kuruluşlarının Türkiye ekonomisine olan bakış açılarının
olumlu yönde etkileneceğive bu
alandaki işbirliğinin artacağı düşünülmektedir.Bu
çalışma ile, Yeşil Mutabakat Eylem Planı’nın hedeflerinin gerçekleştirilmesine
hizmet etmek amacıyla,yatırımcıların,
kurum
ve
kuruluşların
işletmelerin
ve
akademisyenlerin
Türkiye
Yeşil
Fonu
konusundabilgilendirilmeleri
ve bilinçlendirilmeleri amaçlanmaktadır.
Daha sonra yapılacak
çalışmalarda; yeşil fonlarınsermaye
piyasalarının gelişimi,
sektörlerin finansal performansları, işlem maliyetleri başta olmak üzere farklıalanlarda
etkileri değerlendirilebilir.