Journal of Veterinary Case Reports, sa.4, ss.39-43, 2025 (Hakemli Dergi)
Köpeklerde akantomatöz ameloblastoma (CAA), odontojenik epitelden kaynaklanan, iyi huylu ancak lokal olarak invaziv bir tümördür ve köpeklerde en yaygın oral neoplazilerden biridir. Bu rapor, 6 yaşında erkek bir Anadolu çoban köpeğinde (Kangal) görülen CAA vakasını sunmaktadır. Maksillanın rostral bölgesinde ilerleyici büyüme gösteren bu tümör, diş etlerinde kanama ve iştahsızlık gibi semptomlarla birlikte ortaya çıkmıştır. Fiziksel muayene, radyografik değerlendirmeler ve histopatolojik analizler sonrasında CAA tanısı konulmuş ve lezyonlar radikal olarak çıkarılmıştır. Ameliyat sonrası dönemde köpeğe amoksisilin-klavulanik asit (8.75-25 mg/kg subkutan), %0.12'lik oral antiseptik sprey, meloksikam (0.04 mg/kg subkutan) ve famotidin (1.0 mg/kg oral) uygulanmıştır. Oral kitlelerin çevresinden alınan örneklerde malignite bulgusuna rastlanmamıştır. Ameliyattan sonraki 70. gün yapılan takip muayenesinde metastaz veya nüks izlenmemiştir. Sonuç olarak, bu olgu sunumu, CAA'nın Anadolu çoban köpeklerinde (Kangal) görülebileceğini vurgulamaktadır. Ayrıca, radikal cerrahinin etkili bir tedavi seçeneği olduğu ve yumuşak dokuların yanı sıra kemik dokusunun da çıkarılmasının, orta vadede nüks riskini azaltabileceği belirtilmektedir.
Canine acanthomatous ameloblastoma (CAA) is a benign but locally invasive tumor originating from odontogenic epithelium and is one of the most common oral neoplasms in dogs. This report presents a case of CAA in a 6-year-old male Anatolian shepherd (Kangal) dog, which exhibited progressive growth in the rostral region of the maxilla, accompanied by symptoms such as bleeding gums and loss of appetite. Following physical examination, radiographic evaluations, and histopathological analyses, a diagnosis of CAA was made, and lesions were excised radically. Postoperatively, the dog was treated with amoxicillin-clavulanic acid, 8.75-25 mg/kg subcutan, 0.12% oral antiseptic spray, 0.04 mg/kg subcutan meloxicam and 1.0 mg/kg per os famotidine. No signs of malignancy were found in the samples taken from around the oral masses. A follow-up examination on the 70th day after surgery showed no metastasis or recurrence. In conclusion, this case report emphasizes that CAA can also be seen in Anatolian shepherd (Kangal) dogs. Additionally, radical surgery is an effective treatment option and excision of soft tissues as well as bone tissue may reduce the risk of midterm recurrence.