FARKLI BAKIŞ AÇILARIYLA YOKSULLUK ÇALIŞMALARI, İLYAS KAYS İMAMOĞLU,FARUK SEZER, Editör, Nobel Yayınevi, Ankara, ss.73-88, 2022
Ekonomik sınıfa göre en güncel Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine dayanan bu bölüm dünyadaki çalışan yoksulluk oranının en son eğilimlerini ve ayrıca seçilmiş ülkeler arasında çalışan yoksulluğunun yaygınlığındaki farklılıkları üzerinde durmaktadır. Aynı zamanda, çalışan yoksulluğu girdabında gençliğin savunmasızlığı göz önüne çıkarılmakta, dünya çapında çalışan yoksulluğun demografik olarak değerlendirmesi de göz önünde bulundurulmuştur. Son olarak, işgücü piyasası durumunun daha geniş bir resmini sunmak için çalışan yoksulluk oranları çalışmasını diğer temel işgücü piyasası göstergeleriyle ele alınmaktadır.
Çalışan yoksulluğu istatistikleri, onları elde etmek için
kullanılan yoksulluk tanımına sıkı sıkıya bağlıdır. Her ne kadar günlük 1,90
ABD$’lık standart mutlak uluslararası yoksulluk sınırının kullanılması
uluslararası karşılaştırılabilirlik amacıyla tercih edilse de, iki farklı
ülkede günde 1,90 ABD$’ın altında yaşayan iki kişinin aynı derecede yoksunlukla
karşı karşıya olup olmadığı sorgulanabilir niteliktedir. Ayrıca, bir kişinin
çalışıp çalışmaması bireysel bir özellik iken, yoksulluk bir hanehalkı
özelliğidir. Yoksulluk durumu hanelerin gelirlerini bir havuzda topladığı
varsayımına göre hane düzeyinde belirlenir, başka bir deyişle, bireyler yoksul
hanelerde yaşayıp yaşamadıklarına göre sınıflandırılır. Ancak, bu varsayım her
zaman doğru olmayabilir, bu da çalışan yoksulluk istatistiklerinin
güvenilirliğini engelleyecektir. Buna ek olarak, çalışan yoksulluk oranına
ilişkin istatistikler, yoksulluk içinde yaşayan çalışanların payının bir
göstergesidir ancak istihdam edilenlerin özellikleri, eğitim ve becerileri,
çalışma süreleri veya çalışma koşulları hakkında herhangi bir bilgi
vermemektedir. Yetersiz çalışma süresi, yetersiz ücret, çok sayıda hanehalkı
üyesinin çok az çalışan hanehalkı üyesinin ücretiyle geçinmesi, çalışan
yoksulluğunun nedenlerini belirlemek için çok önemlidir. Bir işgörenin çalışan
yoksul olarak kabul edilip edilmediği, kendi istihdamıyla ilgili gelirine
olduğu kadar, diğer hanehalkı üyelerinin istihdamla ilgili gelirlerine, alınan
diğer gelir türlerine ve toplam hanehalkı üyelerinin sayısına da bağlıdır. Bu
nedenle, yoksulluğun özellikleri ve belirleyicileri hakkında doğru sonuçlara
varmak için, çalışan yoksulluk oranını diğer işgücü piyasası göstergeleri ve
hanehalkı kompozisyonu ve yapısı hakkında bilgilerle birlikte çalışmak
önemlidir. Çalışan yoksulların belirli özelliklerine (istihdamdaki, ekonomik
faaliyetteki ve meslekteki durumları gibi) ilişkin daha ayrıntılı istatistikler,
ilgili politikalar tarafından hedef alınabilmeleri için yoksulluğa karşı en
savunmasız işçi kategorilerinin belirlenmesine yardımcı olacaktır. Çalışılan
saat sayısına göre çalışan yoksullara ilişkin istatistikler, asıl sorunun
muhtemelen zamanla ilgili eksik istihdam nedeniyle çalışılan saat sayısının
azlığı mı yoksa uzun çalışma saatlerine rağmen yetersiz kazanç mı olduğunu
ortaya çıkaracaktır. Bu nedenle, çalışan yoksulluk oranı çalışması, istihdam
kalitesi ve işgücü piyasasının sağlık durumu hakkında değerli bir gösterge
sağlasa da, etkili hedefli politikalar formüle etmek için çok önemli olacak
olan, onu yönlendiren sorunları tam olarak belirlememektedir. Dünya, çalışan yoksulluğu azaltmada son yirmi
yılda olağanüstü ilerleme kaydetmiştir ve gelişmeler tüm bölgelerde dikkate
değerdir. Bununla birlikte, son yıllarda ilerleme yavaşlamıştır ve dünya
çapındaki tüm işçilerin kendileri ve aileleri için insana yakışır yaşam
koşullarını güvence altına alabilmelerini sağlamak için yenilenen çabalara ihtiyaç
olduğuna işaret etmektedir. İnsana yakışır iş hem bir araç hem de bir amaçtır:
Tüm erkek ve kadınlar için insana yakışır iş elde etmek başlı başına bir
hedeftir, ancak bu hedef aynı zamanda dünyadaki aşırı yoksulluğun ortadan
kaldırılması da dâhil olmak üzere sürdürülebilir kalkınmanın birçok yönünü
gerçekleştirmek için bir araç işlevi görebilir. Bununla birlikte, 2021’de
dünyadaki işçilerin yüzde 7’si bir işi olmasına rağmen aşırı yoksulluk içinde
yaşarken, istihdam ve yoksulluğun azaltılması arasındaki bağlantının umulanın
aksine o kadar basit olmadığı açıktır. İstihdamın insanları yoksulluktan
kurtarmada gerçek bir rolü yerine getirebilmesi için kaliteli olması gerekir.
Yalnızca insana yakışır işler, işgörenlere yeterli kazanç, yeterli (ancak aşırı
olmayan) çalışma süresi, sosyal koruma kapsamı, iş güvenliği ve güvenli bir
çalışma ortamı sağlamak, sürdürülebilir kalkınmanın ve özellikle yoksulluğun
ortadan kaldırılmasının sağlanmasına katkıda bulunabilir. İstihdam ve
yoksulluğun azaltılması arasındaki bağlantının olumlu doğasını korumak için
sağlam, etkili işgücü piyasası politikalarına ihtiyaç vardır. Özellikle
istihdamda yer alanların neredeyse üçte birinin aşırı yoksulluk içinde yaşadığı
Afrika’da harekete geçmek gereklidir. İstisnasız tüm bölgelerde olduğu gibi,
istihdam edilen gençlerin çalışan yetişkinlerden daha yoksul olma olasılığı
daha yüksek olduğundan, dünya genelinde gençlerin işgücü piyasalarındaki
durumuna da özellikle dikkat edilmelidir. Bu, politika yapıcıların odak noktası
olması gereken, gençlerin sahip olduğu işlerin kalitesinde önemli eksiklikleri
ortaya koymaktadır. Gençlerin işgücü piyasasındaki vahim durumu, çeşitli sosyal
sorunlara yol açabileceğinden, yaşamları üzerinde ve aynı zamanda bir bütün
olarak toplum üzerinde uzun süreli ve olumsuz bir etkiye sahip olabilir.
Çalışan yoksulluğunun devam etmesi, işgücü piyasasının potansiyelini tam olarak
karşılamadığına dair bir uyarı işlevi görür. Çalışan yoksulluğunun salt
varlığı, politika yapıcıları ve işgücü piyasası temsilcilerini, tüm işçiler
için insana yakışır iş ve kaliteli istihdamı teşvik eden stratejiler formüle
etmek için harekete geçmeye sevk etmelidir.