Yaban Bilinç ya da Lefebvre’e Göre Gündelik Hayat


Köse H.

Gündelik Hayat Sosyolojisi, Ali Esgin,Güney Çeğin, Editör, Phoenix Yayınevi, Ankara, ss.305-342, 2018

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2018
  • Yayınevi: Phoenix Yayınevi
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Sayfa Sayıları: ss.305-342
  • Editörler: Ali Esgin,Güney Çeğin, Editör
  • Atatürk Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Gündelik hayat konusu sosyoloji literatürüne Birinci Büyük Savaş sonrasında, 1920’li yıllarla birlikte girmiştir. Yani ilk modern sosyolojik düşünce ve tahayyüllerin tecelli etmeye başladığı tarih açısından ne oldukça geç, ne de fazlasıyla erken. Asıl mesele, şimdiyi yorumlama girişimlerinin yetersizliği, gündelik hayatın konu ve çerçevesinin hangi düzen ve söz ayrımlarına göre belirleneceğidir. Dolayısıyla konunun tanımlanma zorluğu, bizatihi “gündelik olan”ın oynak ve değişken sınırlara sahip oluşundan ileri gelir. Zira Georges Balandier’nin de deyişiyle, “şimdi’yi yorumlama ve anlamlandırma krizi toplumsal bilginin aktüel belirsizlikleriyle damgalanmıştır” (1983: 8). Bunun dışında, genel olarak sosyal bilimler açısından da oldukça nahif, negatif bir tınısı vardır kavramın. Belki de şu tür sorulara halen anlamlı yanıtlar verebilmenin zorluğudur meseleyi anlaşılmaz kılan: Toplumsal tarihin farklı evreleri/veçheleri için geçerli olabilecek değişmez bir gündelik hayat algısı, kavram ya da düşünceler birliğinden söz edilebilir mi? Gündelik hayatın dinamizmini üreten ilişki tarzlarında gözlenen değişimlerle zamanla ortaya çıkan yeni anlayış, kavrayış ve alışkanlıkları, güç için verilen mücadeleleri de dikkate alarak düşünürsek, gündelik hayatın ekonomi-politik gerçekliğine dair somut olarak ne söylenebilir? Gündelik hayat alanı toplumsal, kültürel bir mücadele/mübadele alanı mıdır sadece? Yoksa güç ve anlam için girişilen mücadelelerin seyyar, değişken bir sahnesi mi? Şayet birey için her şey, içinde yer aldığı gündelik hayat ölçüsünde değer kazanmakta ise, bu değer üretiminin sınıfsal olarak kaybedenler açısından çağrıştırdığı anlam ya da anlamları nasıl yorumlamalıdır? Bitip tükenmez tekdüzeliğiyle duyularda yanılsamalı bir uyumu tesis eden zamansal/mekânsal bir döngünün koşullayıcı gücü müdür gündelik hayat, yoksa anlık kurulup yok oluşuyla ebedi toplumsal uyumu besleyen uzlaşımları tehdit eden bir olaylar dalgalanması mı? Sunduğu kimi özgürleştirici pratiklerle zihinsel yaratıcılığı kışkırtan direnişçi bir dizi ritüelin genel adı mıdır gündelik hayat, yoksa kurumsallaşmış bürokratik denetim biçimlerinin belirsiz, informel bir aracı mı? Son olarak; sürekli değişimin ve dünyevi geçiciliğin yenileyici mekânı olan gündeliklik, sunduğu kimi olanaklar, stratejiler, düşler, özgürlükler, ütopyalar, fırsatlar, temsiller, itirazlar, eleştiriler, vb. konularda insanlığın kadim düşünsel serüveninin hangi ara duraklarını ya da parametrelerini oluşturmaktadır? vs… Tüm bu sorular, bugün bile net bir biçimde yanıtlanabilmiş değildir. Hal böyleyken, gündelik hayat hakkındaki çalışmalara ilgiyi artıran ve meseleye asıl ayırt edici anlamını veren şeyin, sistemler ve yapılar karşısında özneyi, nicelik karşısında niteliği, kurumsal olan karşısında yaşamsal olanı öne çıkaran anlayışların önem kazanmaya başlaması olduğu söylenebilir.