Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, cilt.2023, sa.1, ss.215-318, 2023 (Hakemli Dergi)
Amerikan vatandaşı George Floyd’un bir polis memuru tarafından kamuoyunun gözleri önünde öldürülmesi hem bu ülkede hem de dünyada ırkçılık ve kolluk şiddetini konu edinen derin tartışmaları gündeme getirmiştir. Ülkemizde de sıklıkla hukuka aykırı olduğu düşünülen kolluk faaliyetlerine ilişkin görüntü ve/veya ses kayıtları oluşturulmakta ve bu kayıtlar basın faaliyetlerine konu edilmektedir. Bu çerçevede kolluk görevlileri ve faaliyetlerinin görüntü ve/veya ses kaydına alınmasının yasaklanması amacıyla yayınlanan Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 27.04.2021 tarihli ve 2021/19 sayılı Genelgesi de kamuoyunda ciddi tartışmalara yol açmıştır.
Bilhassa kamuya açık alanlarda gerçekleştirilen kolluk faaliyetleri her geçen gün artan oranda bu faaliyetlerin muhatabı olan kişiler veya üçüncü kişiler tarafından görüntü ve/veya ses kaydına alınmaktadır. Kayda alınan kolluk görevlilerinin ise kişilik haklarının ihlal edildiği ve suç oluşturduğundan bahisle bu türden eylemleri engellemeye çalıştıkları bilinen bir gerçektir.
Bu çalışmada kolluk görevlileri ve faaliyetlerine ilişkin görüntü ve/veya ses kaydı
oluşturulması ile bu kayıtların kullanılması şeklindeki eylemler, Türk ve Alman Hukukunda kişilik hakları ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin hükümler ile ceza hukuku
alanında yer alan düzenlemeler çerçevesinde öğreti görüşleri ve yargı kararları doğrultusunda karşılaştırmalı olarak incelenecektir.
The American George Floyd’s killing by a police officer in front of the public has deduced deep discussions about racism and law enforcement officers’ violence both in this country and whole world. In our country, footage and/or audio recordings are often created regarding police activities considered to be unlawful, and these recordings are subject to press activities. In this context, the General Directorate of Security’s circular dated 27.04.2021 and numbered 2021/19, which aims to prohibit the recording of officer’s footage and/or audio and their activities, has also caused serious discussions in the public.
Especially in public, Law enforcement officers’ activities are being increasingly recorded by individuals the subject of these activities, or third parties, either in the form of footage or audio. It is a noted fact that officials recorded attempts to prevent such actions because they violate personal rights and constitute a crime.
In this study, actions related to the footage and/or audio recordings’ creations of
officers and their activities, and using these recordings, will be examined comparatively
according to doctrinal opinions and judicial decisions within the framework of
provisions related to the protection of personality rights and personal data in Turkish
and German Law, besides regulations in the criminal law.