Frankofoni, sa.43, ss.59-81, 2023 (Hakemli Dergi)
Fransız romancı Annie
Ernaux’nun edebi-sosyolojik diskurunun en karakteristik özelliklerinden birisi,
kuşkusuz çok katmanlı bir okuma, geniş ölçekli bir tartışma ve alımlama, metinlerarası
bir yorumlama ve çözümleme olanağı sunmasıdır. Özellikle de Ernaux’nun bir tür
“gayrişahsi otobiyografi” olarak nitelenen ve kümülatif olarak yaklaşık yetmiş
yıllık bir toplumsal tarih ve özel olarak da Fransa ulusal tarihinin yazılı
kayıtlarını tutan romanı Seneler, taşra ve büyük kent yaşamında hüküm
süren gündelik hayatın ritmi ve alışkanlıklarından değişen zihniyet kalıpları
ve eğilimlerine, cinsellikten yetişkin kaygılarına, savaşlardan siyasal/ideolojik
kırılmalara ve düşsel/ütopik aranışlara kadar pek çok olay, olgu, izlek ve
sorunsala eğilir. Tüm bu görünümler, aynı zamanda bireysel deneyimi kolektif
tarihle iç içe sunan ve bedenden bedene aktarılan kimi alışkanlık ve
yatkınlıkları ifade eder. Görece mikro ölçekli bir anlatıyı iddialı bir makro
yapısal çözümlemeye dönüştüren de, yapıtın içerik açısından bu pek de alışık
olmadığımız çok katmanlı semantik yapısı ve her tür öznel ve psikolojik tavrı
reddeden nötr anlatım tercihinde yatar. Roman, deyim yerindeyse, temsil ettiği
toplumsal ve tarihsel hafızanın bereketi oranında, adeta insanlığın toplumsal tarihinin
bütünlüklü bir özeti olduğu kadar, aynı zamanda yaşamın farklı veçhelerine bu
derinlikli ve soluk kesici bakış, Fransız sosyolog Pierre Bourdieu’nün en özgün
kavramlarından olan habitus açısından da önemli ipuçları sunar. Nitekim Seneler’de
anlatılanlar Bourdieu’cü habitus kavramının somuttaki kusursuz görünümleri, formları
gibidir. Bu çalışmada, Ernaux’nun Seneler adlı romanının içeriğine
yansıdığı biçimiyle Bourdieu’cü habitus görünümlerinin izini sürmek
amaçlanmıştır. Söz konusu görünümler irdelenirken, nitel araştırma teknikleri
arasında sosyal bilimlerin çeşitli disiplinlerinde sıklıkla kullanılan, tarihsel
ve öznel verideki anlam, ifade, gerçeklik ve örüntüleri açığa vurmaya yarayan, pozitivizmin
olgusal tahakküme dayalı indirgemeci eğilimlerinin yol açtığı sınırlayıcı etkileri
bertaraf etmek amacıyla yazılı metinleri bir tek gerçeklik düzleminde ele
almayıp aynı dönemde üretilmiş başka metinler ve perspektiflerle de kıyaslayarak
değerlendirmeyi hedefleyen yorumsamacı (hermenötik) yöntemden yararlanılmıştır.
Çalışmada, Annie Ernaux’nun, gerek Seneler adlı romanının estetik ve
edebi-sosyolojik diskurunda, gerekse semantik içeriğinde habitus görünümlerini
büyük bir ustalıkla somutlayarak ete kemiğe büründürdüğü, sıra dışı
yoğunluktaki yazınsal mesaisiyle hermenötik yöntemin tüm kavram, bakış açısı ve
analiz düzeylerini doğruladığı sonucuna varılmıştır.