58. Ulusal Nöroloji Kongresi, Antalya, Türkiye, 19 - 24 Kasım 2022, ss.176
Amaç:
Border zon infarktları (BZİ), tipik olarak beyinde iki ana arterin sulama bölgeleri arasında ortaya çıkan iskemik
lezyonlardır. Bu lezyonlar tüm beyin infarktlarının yaklaşık %10unu oluşturur. Border zon infarktlar lokalizasyonlarına
göre kortikal (dış) ve subkortikal (iç) olarak sınıflandırılır. Hem klasik vasküler sulama alanlarındaki infarktlarla hem
de kendi içinde (kortikal-subkortikal) farklı etiyoloji ve patofizyolojiye sahip olabilmesi nedeniyle border zon
infarktların tanınmaları önemlidir. İnfarktüs topoğrafisinin değerlendirilmesi, patofizyolojik süreci tanımlamak, erken
klinik tanı koymak, tedavi süreçlerinin yönetimi ve ikincil korumada faydalı olabilir. Biz bu çalışmada akut iskemik
inmede infarktların topoğrafik olarak değerlendirilip tanımlanmasının önemine vurgu yapmayı amaçladık.
Gereç ve Yöntem:
Ağustos 2020 ile Mayıs 2021 tarihleri arasında Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nöroloji kliniğinde akut
iskemik inme tanısı alan ve ilk 24 saat içerisinde çekilen diffüzyon MR görüntülemelerinde border zon infarkt
saptanan 52 hasta çalışmaya dahil edildi. Tüm hastaların demografik özellikleri ve BZİ’ların hangi hemisferde olduğu
kaydedildi. Hastalar Mangla ve ark. tarafından tanımlanan kriterlere göre önce, kortikal (dış) ve subkortikal (iç)
border zon infarkt olarak 2 gruba ayrıldı. Kortikal BZİ’lar, frontal kortekste anterior serebral arter (ASA) ile orta
serebral arter (OSA) arasında (anterior BZİ), oksipital kortekste OSA ile posterior serebral arter (PSA) arasında
(posterior BZİ) ve paramedian beyaz cevherde ASA ve OSA arasında bulunan (paramedian BZİ) infarkt olarak
tanımlandı. Subkortikal BZİ’lar, lentikülostriat-OSA, lentikülostriat-ASA, Heubner-ASA, anterior koroidal-OSA ve
anterior koroidal-PSA bölgeleri arasındaki infarktlar olarak tanımlandı. Sonra, kortikal BZİ’lar infarkt dağılım
bölgelerine göre 6 gruba ayrıldı: 1. Anterior, 2. Paramedian, 3. Posterior, 4. Anterior, paramedian ve posterior, 5.
Anterior ve paramedian, 6. Posterior ve paramedian (Resim 1).
Bulgular:
Border zon infarkt tespit edilen 52 hastanın yaş ortalaması 68,3 (34-87) ve 39’u (% 75) erkekti. 16 hastada (% 30,8)
sağ hemisferde, 26 hastada sol hemisferde (% 50) ve 10 hastada (% 19,2) bilateral BZİ tespit edildi. Hastaların 38’inde
(% 73,1) kortikal BZİ, 14’ünde (% 26,9) subkortikal BZİ mevcuttu. Kortikal BZİ’ların yerleşimine bakıldığında; 7 hastada
paramedian (% 13,5), 8 hastadada (% 15,4) posterior, 13 hastada (% 25) paramedian ve posterior, 10 hastada (%
19,2) ise anterior, paramedian ve posterior border zonlarda infarkt tespit edildi (Tablo 1).
Sonuç:
Border zon infarktlar belirli morfolojik özellikleri ve tipik yerleşim yerleri ile tanınırlar. Genellikle belirli durumlarda
ortaya çıkar ve benzersiz risk faktörlerinin bir sonucudur. Tipik olarak korona radiatada lineer yerleşimli tespih
taneleri benzeri görülen subkortikal BZİ’larına esas olarak hemodinamik bozulma neden olur. ASA-OSA ve PSA-OSA
sulama alanları kesişiminde yerleşen kortikal tabanlı üçgenler ve yine bu üçgenlerin arasında sentrum semiovalede
lineer yerleşimli kortikal BZİ’ların, bazen hipoperfüzyonun da eşlik ettiği embolizmden kaynaklandığı
düşünülmektedir. Bilateral hemisferik BZİ’larında ise başlıca neden global serebral hipoperfüzyondur. Kortikal
BZİ’larda genellikle iyi bir klinik seyir izlenirken, subkortikal BZİ daha yüksek morbidite ve gelecekteki inme için daha
yüksek risk ile ilişkilidir. Farlı tipteki BZİ olan hastalarda alternatif (hemodinamik ve hemodinamik olmayan) inme
mekanizmalarının dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi ve tanımlanması erken dönemde klinik kötüleşmenin
önlenmesi ve ikincil korumada önem arz etmektedir.