Üniversite Öğrencilerinde Bilişsel Esneklik ve Bilinçli Farkındalıklarının Öz Düzenleme ile İlişkisinin İncelenmesi


Ay İ.

27. Uluslararası Eğitim Bilimleri Kongresi, Antalya, Türkiye, 18 - 22 Nisan 2018, ss.3949-3951

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.3949-3951
  • Atatürk Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Bilinçli farkındalık; “birinin tüm dikkatinin -an be an- şimdiki deneyimlerine odaklanması” ve“şimdiki anda, yargısız bir şekilde, bir amaç üstüne belli bir şekilde dikkatin verilmesi olarak tanımlanmaktadır. Diğer deyişle, kişi içinde bulunduğu an itibariyle duyuları aracılığıyla elde ettiği duyumları (hisleri), her hangi bir yargıda bulunmaksızın algılara dönüştürülmesi bilinçli farkındalık olarak ifade edilebilir. Bilinçli farkındalık kavramı “an”ı vurgulamaktadır. Ancak bu durum kişinin geçmiş ya da geleceğe dair bilgileri yok sayması anlamında değildir. Bilinçli farkındalık, kişinin bu bilgileri yerine göre kullanmakla beraber, geçmişe ait veya gelecekle ilgili kaygıların kişinin şu ana odaklanmasını önlemesine izin vermemesini, “şimdi ve burada” yaşantısını sürdürmesini ifade eder. Bilinçli farkındalık bu yönüyle insanların pek çok konuda uyumlu ve sağlıklı tutumlar geliştirmelerinin önünü açtığı gibi dikkat ve bilinç konularında öz düzenlemenin geliştirilmesinde de önemli bir özellik olarak ele alınmaktadır.

İnsanlar günlük yaşamlarında pek çok farklı kaynaktan farklı nitelikte ve yoğunlukta uyarımlar almaktadırlar. Bilişsel esneklik kuramına göre böyle bir durumda insanların bilişsel şemalar gibi kalıp düşünce ve tepkilerle karşılaştıkları durumun üstesinden gelmeleri ve bunlara uyum sağlamaları pek mümkün değildir. Çünkü insanların sürekli değişen her farklı durum için şemalar geliştirmeleri ve bunlarla etkili bir uyum sağlamaları mümkün değildir. Genel anlamda bilişsel esneklik, bir bireyin karşılaştığı her hangi bir duruma karşı düşünce ve tutumlarında değişiklik yapabilme becerisidir. Bilişsel esnekliği düşük olan bireyler, belli durumlar karşısında kalıp tutumlar sergiler ve uyum yapmakta zorlanırken, bilişsel esnekliği yüksek bireyler olaya farklı bakış açıları ve yeni yaklaşımlar geliştirerek sorunlarını daha etkili bir şekilde çözebilmektedirler. Bilişsel esneklik yönetici fonksiyonlar olarak adlandırılan ve hedef belirleme, planlama, sezgi, sınırlandırma, odaklanma, dikkat ve öz düzenleme gibi özellikleri kapsayan geniş bir nöropsikolojik yapının bir parçası olarak değerlendirilmektedir.

Öz düzenleme ise acil sonuçlar gerekmediğinde amaca yönelik davranışa aracılık eden psikolojik süreçlere işaret eder. Öz düzenleyici süreçler alışılmış aktiviteler engellendiğinde ya da hedef yönelimi belirgin hale geldiğinde doğal olarak başlar. Bireyler hedefler tanımlar, bu hedeflere ulaşmak için bir dizi davranış başlatır, başarı seviyelerini izler, başarılarını hedeflerle karşılaştırır ve hedefe ulaşmak için davranışların düzeltilmesi gerekip gerekmediğini belirler. Eğer bireyin hedefleri ve mevcut davranışları arasında tutarsızlık tespit edilirse hedefe ulaşabilmek için davranışlarda değişikliğe gidilir. Bu perspektiften hareketle araştırmanın amacı bireylerin bilinçli olarak hedeflerini ve davranışlarını belirleme ve bu hedef doğrultusunda yine davranışlarına yön vermede etkili olduğu belirtilen bu değişkenlerin bir biriyle olan ilişkilerini incelemektir. Bu bağlamda bilişsel esneklik, bilinçli farkındalık ve öz düzenlemenin bir biriyle ilişkili olup olmadıkları, ilişkinin miktarı ve bilişsel esneklik ve bilinçli farkındalığın öz düzenlemeyi yordayıp yordamadığı soruları üniversite öğrencileri düzeyinde incelenecektir.

Bu araştırma, tarama modellerinden olan ilişkisel tarama modeline uygun olarak yürütülmektedir. İlişkisel tarama modeli iki ve daha çok sayıdaki değişken arasında birlikte değişim varlığını ve/veya derecesini belirlemeyi amaçlayan araştırma modelidir. İlişkisel tarama modeli gerçek bir neden-sonuç ilişkisi vermemekle birlikte bir değişkendeki durumun bilinmesi hâlinde ötekinin kestirilmesine olanak sağlamaktadır. Araştırmanın evreni 2017-2018 bahar yarıyılında Atatürk Üniversitesinde öğrenim görmekte olan lisans öğrencileridir. Tarama çalışması bu öğrencilerden uygun örnekleme (convenience/accidental sampling) yoluyla seçilmiş olan öğrencilerle yürütülmektedir. Araştırmada Özyeşil, Arslan, Kesici ve Deniz (2011) tarafından Türkçeye uyarlanan Bilişsel Esneklik Ölçeği, Bilgin (2009)  tarafından geliştirilen Bilinçli Farkındalık Ölçeği ve Ay (2013) tarafından Türkçeye uyarlanan Öz Düzenleme Ölçeği veri toplama araçları olarak kullanılmıştır. Sonuç olarak bilinçli farkındalık ve bilişsel esnekliğin öz düzenlemenin önemil birer yordayıcıları olduğu tespit edilmiştir. 

Mindfulness is defined as "the focus of one's whole attention - one moment - on his current experiences" and "giving a certain attention to a purpose, without a judgment, in the present." In other words, that the individual transform his/her feelings of that moment which s/he obtained through his/her senses into perceptions without any judgement can be defined as mindfulness. Mindfulness emphasizes “the moment”. But that does not mean that the individual ignores the information of past or future. Mindfulness means that the individual uses these information when necessary, it does not allow the concerns of the past or future to prevent the individual to focus on the moment, it means that the individual maintains his/her life “now and here”. Mindfulness pave the way for the individuals to develop coherent and healthy attitudes towards many subjects, and it is also considered to be an important element in developing self-regulation about attention and consciousness.

People get stimuli in different quality and density from many source in their daily lives. According to cognitive flexibility hypothesis, it is not possible for people to overcome and adapt the situations in which they encounter pattern thoughts and reactions like cognitive schemas. Because, it is not possible for people to develop schemas for constantly changing situations and comply with these effectively. In general, cognitive flexibility is the ability of the individual to modify his/her thoughts and attitudes towards any situation s/he encounters. Individuals with lower cognitive flexibility display pattern attitudes towards  certain cases and have difficulty in adapting these, however, individuals with higher cognitive flexibility develop new perspectives and new approaches and solve their problems more effectively. Cognitive flexibility is considered to be a part of a wide neuropsychological structure called executive functions which include goal setting, planning, instinct, limiting, focusing, attention and self-regulation.

Self-regulation indicates the psychological processes that mediate goal-oriented behavior when immediate results are not needed. Self-regulatory processes starts naturally when the common activities are prevented or when the goal-orientation becomes distinct. Individuals set goals, starts a series of behaviors to reach these goals, monitors their success levels, compares their achievements with their goals and determines whether to reform the behaviors to reach the goal. If contradiction between the behaviors and the goals of the individual, changes in the behaviors are done.

From this perspective, the purpose of the study is to examine the relationships among these variables, which are determined to be effective in determining the targets and behaviors of the individuals consciously and in directing their behaviors towards this goal. In this context, the question of whether cognitive flexibility, mindfulness and self-regulation are related, whether the amount of relationship and cognitive flexibility and self-awareness predict self-regulation will be examined at the level of university students.

This study is conducted according to the descriptive survey model. Descriptive survey model is a research model that aims to determine the existence or degree of the change between two or more variables altogether. Descriptive survey model is not a research pattern that yield a certain cause-effect relationship, yet it enables us to predict a variable if the situation of the other variable is known. The population of the study consists of the undergraduates studying at Atatürk University in the spring term of 2017-2018 academic year. The study is conducted with the students selected with convenience sampling method. Cognitive Flexibility Scale adapted into Turkish by Özyeşil, Arslan, Kesici and Deniz (2011), Mindfulness Scale developed by Bilgin (2009) and Self-Regulation Scale adapted into Turkish by Ay (2013) are used as data collection tools in the study. As a result, it has been determined that mindfulness and cognitive flexibility are important predictors of self-regulation.