BİTKİSEL VE HAYVANSAL ÜRETİMDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İNCELEME, UYGULAMA VE GELECEK PERSPEKTİFLERİ, Doğan Türkyılmaz,Ülkü Dağdelen, Editör, Efe Akademi Yayıncılık, İstanbul, ss.121-135, 2024
Teknoloji ve bilimin her gün gelişerek devam ettiği dünyamızda ortaya
çıkan uluslararası çekişmeler çeşitli sosyo-ekonomik problemlere sebep
olmaktadır. Bu problemler henüz gelişmemiş ve hali hazırda gelişmekte olan
ülkelerde gıda teminini zorlaştırmaktadır (Aydoğan, 2022).
2020 yılının başlarında 7.8 milyar olan dünya nüfusunun 2050 yılına
kadar %25 artarak 5.5 milyara ulaşacağı öngörülmektedir (Anonim, 2023a).
Artan nüfus, çevresel kirlilik, fakirlik ve barış küresel çapta dünyayı etkisine
alan 4 temel sorun olarak adlandırılmış ve 4P (4P; Population, Poverty,
Pollution, Peace) ile nitelendirilmiştir. Günümüzde 4P sorununa ek olarak
protein yetersizliği (protein insufficiency) de ortaya atılan diğer bir sorun olarak
adlandırılmış ve bu sorun artık 5P olarak güncellenmiştir (Güneş & Turmuş,
2020). FAO tarafından 2021 yılında yayınlanan “Dünyada Gıda Güvenliği ve
Beslenme Durumu” raporuna göre hızla artan dünya nüfusundan dolayı bu gün
690 milyon kişinin açlık sınırının altında yaşadığı ve önümüzdeki 10 yıl
içerisinde bu rakamın 840 milyona ulaşacağı bildirilmiştir (FAO, 2021).
Hayvansal orjinli gıdaların günlük tüketilmesi gereken öncelikli gıdalar
olduğu ve ergin bir canlının günlük en az 70 – 80 g/gün proteine ihtiyaç
duyduğu bildirilmiştir (Demirci, 1982). İnsan vücudunun ihtiyaç duyduğu
hayvansal orjinli gıdaların beslenme açısından oldukça önemli bir yerinin
olduğu bildirilmiştir (Yavuz & Dilek, 2019).