Akademik Veri Yönetim Sistemi
Internatıonal Scıentıfıc Research Congress Dedıcated to the 30th Annıversary of Baku Eurasıa Unıversıty, 28 Nisan 2022
Yaşanan çevre sıkıntıları artık iklim değişikliği değil iklim krizi şeklinde ifade edilmektir. Bunun en temel nedeni son dönemlerde çok ciddi anlamda yaşanan çevre felaketlerinin sayısındaki artıştır. Yaşanan salgınlar, yangınlar, depremler genel anlamda insan eliyle yapılan doğa tahribatının bir sonucu olan iklim krizi olarak adlandırılan sürecin parçalarıdır.
İklim değişikliğiyle başa çıkmak üzere 1990 sonrası dönemde Birleşmiş Milletler çatısı altında yürütülen küresel bir mücadele söz konusudur. Avrupa Birliği, bu anlamda gösterilen çabaların önde gelen aktörlerinden biri olmuştur. Avrupa Birliği’nin bu alandaki liderliği ilk olarak 1997 yılında imzalanan Kyoto Protokolü için gerçekleştirilen görüşmelerde gözlenmiştir.
Bu çalışmanın amacı da iklim kriziyle mücadelede önemli katkıları olan uluslararası kuruluşların konu hakkındaki çabalarının araştırılmasıdır. Ayrıca bu çabaların ulus devletler ve özellikle büyük güçler tarafından ne ölçüde kabul gördüğü de çalışmamızın araştırma konusudur.
İklim krizi tüm dünyayı etkilediği gibi ülkemizde de son dönemlerde ciddi anlamda etkisini göstermeye başlamıştır. Bu konuda Türkiye’nin de aldığı önlemler dünyayla benzer bir şekilde uluslararası kuruluşların yaptığı faaliyetlere katkıda bulunmak olmuştur. Bu katkıların yanısıra ülkemizde çok ciddi çalışmalara da imza atılmıştır. İklim kriziyle mücadelede önemli rol oynayacak derneklerin kurulmasına ek olarak, bilimsel araştırmaların yapılması amacıyla da yüksek lisans bölümleri de açılmıştır. Tüm bunlara ek olarak BAP ve TUBİTAK gibi önemli kuruluşlar tarafından da bu konuda yapılan projelere destek verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Türkiye, İklim Krizi, Uluslararası Kuruluşlar.