Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Dergisi, cilt.23, sa.2, ss.684-705, 2020 (Hakemli Dergi)
Tarihsel süreç içerisinde gerçekleşen her bir yenilik toplumsal, siyasal ve ekonomik yapılar üzerinde dönüşümlere neden olmaktadır. Her bir Endüstri Devrimi bu dönüşümlerin izlerini açığa çıkarmaktadır. Öyle ki günümüzde gerçekleşmekte olan ve içerisinde birçok yeniliği barındıran Dördüncü Sanayi Devrimi (Endüstri 4.0) sürecinde meydana gelmesi öngörülen gelişmelerin diğer endüstri devrimlerinde olduğu gibi toplumsal, yönetsel, üretimsel ve ekonomik yapılarda dönüşümler açığa çıkarması beklenmektedir. Çalışma kapsamında beklenen dönüşümlerin neler olduğunu ortaya koymak amacıyla, her yıl Türkiye’nin en büyük 500 firmasını sunan ISO’nun 2016 yılı için yayınlamış olduğu “Üretimden Satışa Türkiye’nin 2016 Yılı 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” listesi kullanılmış ve listede yer alan Beyaz Eşya ve Otomotiv sektörlerinde faaliyet gösteren firmalar seçilmiştir. 20 firma yetkilisinden 14’ü görüşmeye katılmaya gönüllü olmuştur. Firma yetkilileriyle yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak; teknolojik gelişmelerin ve Endüstri 4.0 sürecinin doğrudan veya dolaylı olarak endüstriyel yapılarda, mesleklerde, yönetsel süreçlerde, ekonomik ve toplumsal yapılarda meydana getirdiği dönüşümleri ve bunların paydaş ilişkilerine yansımalarını ortaya koymayı hedefleyen görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Görüşme neticesinde elde edilen veriler içerik analizi yöntemi ile çözümlenmiştir. Analiz sonucunda firma yetkililerinin gerçekleşmekte olan endüstriyel devrimin farkında olduğu ve sektörlerin farkındalık düzeyinin teknoloji kullanımına bağlı olarak değişiklik gösterdiği tespit edilmiştir. Aynı zamanda Endüstri 4.0 bileşenlerini sistemlerine başarı ile uygulayan ve bu dönüşümü yönetebilen işletmelere üretim, maliyet, rekabet, fiyat ve kalite açılarından avantajlar sağlaması beklendiği saptanmıştır. Bu dönüşümün insanların işsiz kalmasına neden olacağını düşünenlere karşın insanları her anlamda olumlu etkileyeceğini düşünen yetkililer olduğu ve bu süreçten en avantajlı çıkacak tarafın ise tüketiciler olacağı görüşünün hakim olduğu görülmüştür.