ACADEMY 1st International Conference on Earthquake Studies, İstanbul, Türkiye, 21 Mayıs 2023, ss.360-367
Depremler, dünya yüzeyindeki hareketlerin sonucunda
meydana gelen doğal afetlerdir. Değişik büyüklük ve şiddetlere sahip olabilen bu
doğal afetler, insanların yaşamını ve doğal çevreyi etkileyebilir ve bazen
ciddi zararlara yol açabilir. Depremler,
özellikle deprem riski yüksek bölgelerde yaşayan insanlar için ciddi bir tehdit
oluşturur. Bireylerin deprem gerçeğini kabul etmeleri ve kendilerini ve
sevdiklerini korumak için depreme hazırlıklı olmaları ise son derece önemlidir.
Ancak Türkiye’de 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen ve
10 ili derinden etkileyen depremler bu konuda ciddi sorunların varlığını ortaya
çıkarmıştır. Esasında bu son depremler, bilim insanlarının her deprem
sonrası yaptıkları açıklamaların yeterince
duyulmadığını veya dikkate alınmadığını daha net ortaya koymuştur. Sorunların
çözümünde eğitimin rolü ise tartışılmaz bir gerçektir. Ancak, deprem sonrası
yıkıma uğrayan binaların altında imzası olan bireylerin eğitimli ve sözde uzman
bireyler olması oldukça düşündürücüdür. Bize göre asıl sorun, bireylerin aldığı
eğitimden ziyade bireylerin sahip olduğu cehalettir. Cehalet terimi ile bireyin
okuma yazma bilmemesinin kastedilmediğini açığa kavuşturmak önemlidir. Cehalet
terimi ile kastımız, bireyin almış olduğu kararların başkalarının hayatını
nasıl etkileyebileceğini düşünmemesidir veya umursamamasıdır. Dahası cehalet, bireyler
tarafından insanı insan yapan ahlaki değerlerin, merhametin, fedakârlığın,
doğruluğun, dürüstlüğün, sorumluluk bilincinin vs. içselleştirilememesidir. Bu
yönüyle cehalet esasında topyekûn mücadele edilmesi gereken bir düşmandır.
Cehalet düşmanına karşı mücadelenin verildiği ilk yer şüphesiz ailedir ve
beraberinde sosyal çevredir. Bu düşmana karşı en kapsamlı mücadelenin yapılması
gereken yerler ise okullardır. Ancak bu okullarda bugün duyulan en büyük
ihtiyacın cehaletle mücadeleyi ilke edinen öğretmenler olduğu unutulmamalıdır.