Bilateral parotis bezlerinde kalsifik odaklar: Sjögren Sendromu


Creative Commons License

Güller H., Güller M. T., Sümbüllü M. A.

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Uluslararası Diş Hekimliği Kongresi , Rize, Türkiye, 5 - 07 Mayıs 2023, ss.312-313, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Rize
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.312-313
  • Atatürk Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Bilateral parotis bezlerinde kalsifik odaklar: Sjögren Sendromu Mustafa Taha Güller 1 , Hatice Yücel 2 , Muhammed Akif Sümbüllü 2 1Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Dişçilik Hizmetleri, Erzincan, Türkiye 2Atatürk Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı, Erzurum, Türkiye Giriş ve Amaç: Sjögren sendromu (SS) klinik olarak ağız kuruluğu (kserostomi) ve göz kuruluğu (keratokonjonktivitis sikka) tablosuna yol açan ekzokrin bezlerin lenfosit infiltrasyonu ile histopatolojik olarak karakterize edilen, kronik enflamatuar bir otoimmün hastalıktır. Vakaların %50'sinde bilateral parotis bezlerinde hacim artışı görülür. Tükürük akışının azalmasına, tükürük bezlerinde sıvı birikmesine ve sonuçta kalsifikasyonlara neden olabilir. Tükürük bezlerindeki kalsifikasyonlar ultrasonografi (USG), tükürük bezi sintigrafisi ve manyetik rezonans görüntülemesi (MRG) ile tespit edilir. Olgu Sunumu: Kliniğimize eklem rahatsızlığı nedeni ile dış merkezler tarafından yönlendirilmiş 47 yaşındaki kadın hastanın Teleradyoloji kayıtlarında yakın tarihlere ait konvansiyonel radyografileri incelendi ve klinik muayene bulguları ışığında hastadan konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (KIBT) çekilmeye karar verildi. Bilateral temporomandibular KIBT görüntülerinin incelendiğinde; görüntüleme alanına giren bilateral parotis bezlerinden sağda daha belirgin olmak üzere multiple, hiperdens, kalsifik odaklar görüldü. Bunun üzerine KIBT kayıtlarının yanında tükürük bezlerinin USG karakteristiğini değerlendirmek amacıyla hastanın bilateral parotis ve submandibular bezleri, ultrasonografik olarak incelendi. Bilateral parotis bezleri boyutlarında belirgin artış ve hetorojen görünüm sergilediği izlendi. Bunun yanında, bilateral submandibular bezler normal boyut ve homojen yapıda görüldü. Sonuç: SS; USG, tükürük bezi sintigrafisi ve tükürük bezlerinin MRG gibi teknikler ile radyolojik incelenmesi yapılan bir otoimmun hastalıktır. Ancak bu vaka bize göstermektedir ki rutin radyolojik görüntüleme yöntemleri arasında olmasa da KIBT’nin SS olan hastaların parotis bezlerinde oluşmuş olan kalsifik odaklar, noktalı tükürük bezi taşı görünümünü saptamada yardımcı görüntüleme yöntemi olabilmektedir. Vakamız, hekimlerimizin KIBT görüntülerini değerlendirirken parotis bezleri lokasyon alanlarında görmüş oldukları kalsifik odakları SS açısından ele almaları gerekliliğini göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Konik ışınlı bilgisayarlı tomografi, multiple kalsifik odaklar, parotis bezi, sjögren sendromu 

Calcific foci in bilateral parotid glands: Sjögren's syndrome Mustafa Taha Güller 1 , Hatice Yücel 2 , Muhammed Akif Sümbüllü 2 1Erzincan Binali Yıldırım University, Vocational School of Health Services, Department of Dentistry Services, Erzincan, Turkey 2Atatürk University, Faculty of Dentistry, Department of Oral, Dental and Maxillofacial Radiology, Erzurum, Turkey Introduction and Aim: Sjögren's syndrome (SS) is a chronic inflammatory autoimmune disease characterized histopathologically by lymphocyte infiltration of exocrine glands leading to a clinical picture of dry mouth (xerostomia) and dry eye (keratoconjunctivitis sicca). In 50% of cases, bilateral parotid glands increase in volume. It can lead to decreased salivary flow, fluid accumulation in the salivary glands and ultimately calcifications. Calcifications in the salivary glands are detected by ultrasonography (USG), salivary gland scintigraphy and magnetic resonance imaging (MRI). Case Report: The recent conventional radiographs of a 47 year old woman who was referred to our clinic by external centers due to joint discomfort were examined in the Teleradiology records and it was decided to perform cone beam computed tomography (CBCT) in the light of clinical examination findings. When bilateral temporomandibular CBCT images were examined; multiple, hyperdense, calcific foci were seen from bilateral parotid glands in the imaging field, more prominent on the right. Therefore, the patient's bilateral parotid and submandibular glands were ultrasonographically examined to evaluate the USG characteristics of the salivary glands in addition to the CBCT records. Bilateral parotid glands showed a significant increase in size and heterogeneous appearance. In addition, bilateral submandibular glands were normal in size and homogeneous in structure. Conclusions: SS is an autoimmune disease that is investigated radiologically with techniques such as USG, salivary gland scintigraphy and MRI of the salivary glands. However, this case shows us that although it is not among the routine radiologic imaging methods, CBCT can be an auxiliary imaging method in detecting calcific foci and dotted salivary gland stone appearance in the parotid glands of patients with SS. Our case illustrates the need for physicians to consider calcific foci in the locations of the parotid glands in terms of SS when evaluating CBCT images. Keywords: Cone beam computed tomography, multiple calcific foci, parotid gland, sjögren's syndrome