9. ULUSLARARASI MUHASEBE VE FİNANS ARAŞTIRMALARI KONGRESİ ICAFR’22, Tokat, Turkey, 29 September - 01 October 2022
Küreselleşme
ile birlikte sınırların ortadan kalkması, finansal kaynaklara erişimi
kolaylaştırmıştır. Finansal gelişmeyle
birlikte üretim kapasitesinin artması da daha fazla fosil yakıt temelli enerji
kaynaklarının kullanımını arttırmaktadır. Finansal gelişme beraberinde
piyasalarda likiditeyi bollaştırmakla beraber tüketicilerin de daha kolay kredi
almalarını sağlamakta ve bunun doğal sonucu olarak da tüketiciler otomobil gibi
enerji tüketimi yoğun araçları kullanmaya yönelmişlerdir. Üretim sürecindeki
kullanımı dışında enerji, insanların günlük yaşamlarının bir parçasını
oluşturmakta ve böylelikle enerji kaynaklarının kullanımı, karbondioksit (CO2)
salınımını artırmaktadır. Enerji
kullanımı, finansal gelişmişlik ve karbondioksit salınımı bir döngü içerisinde
yer aldığından, tüm bu sarmal, atmosfere salınan karbondioksit (CO2)
emisyonun miktarını her geçen gün arttırmaktadır. Gün geçtikçe artan
karbondioksit (CO2) emisyonu ile küresel ısınma ve iklim
değişikliği, son yüzyılın başa çıkması gerektiği en önemli sorun olarak kendini
göstermektedir. Bu noktadan hareketle doğan çalışmanın amacı, enerji tüketimi,
karbondioksit emisyonu ve finansal gelişmişlik arasındaki ilişkiyi inceleyerek,
sektörler bazında anlamlı sonuçlar ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda
karbondioksit emisyonunun bağımlı değişken; enerji tüketiminin ve finansal
gelişmenin ise bağımsız değişken olarak ele alındığı modeller oluşturulmuştur.
Çalışma sonucunda gelinen noktada ise finansal gelişmişlik enerji tüketiminde
artışa yol açarken, tüketilen enerji de karbon emisyon oranını artırmaktadır.
Ayrıca karbon emisyonunun BİST endeksleri bazında farklılık göstermesi çalışma
sonucunda gelinen noktalardan biridir. Bu bağlamda finansal gelişmişliğin,
doğrudan ve dolaylı olarak karbondioksit (CO2) emisyonu artışına yol
açtığı söylenebilir. Gerek küresel ısınmanın gerekse iklim değişikliğinin
önlenebilmesi adına, mikro düzeyde enerjinin yoğun kullanıldığı sektörlerin, üretim
süreçlerinde yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeleri ve bu doğrultuda da
özellikle finans kuruluşlarının sürdürülebilir yeşil finans kredilerinin önünü
açması; makro düzeyde de devlet politikaları açısından çevreci işletmelerin ve
finans kurumlarının yeşil finans açısından desteklenmesi çalışma sonucunda
önerilmektedir.