“Türkiye’de Süstaşı Sektöründe Yer Alan Oltu Taşı ve Rus (Gürcü) Taşının Karşılaştırılması


Creative Commons License

ÇİL V., ÇİL Y. M.

GÖNKUYSEM - 2017; Geçmişten Günümüze Kuyumculuk Sempozyumu (Arkeo-Metalurji, Arkeo-Jeoloji ve Arkeo-Gemoloji), Isparta, Türkiye, 10 - 13 Mayıs 2017, ss.90-91

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Isparta
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.90-91
  • Atatürk Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Süstaşları, insanlar tarafından gerek çok eski çağlarda ve gerekse günümüzde güç, zenginlik ve güzellik aracı olarak yaygın şekilde kullanılmaktadır. Bir süstaşını kıymetli yapan unsurların başında, nadirliği gelmektedir. Süstaşları, yüksek sıcaklıklı magmadan kristalleşme, metamorfik koşullar altında yeniden kristallenme, sulu çözeltilerden çökelme, organik aktiviteler veya bunlardan ikisinin veya daha fazlasının aynı anda
etkili olduğu doğal koşullarda oluşabilir. Ülkemiz; tarihi, kültürel, jeopolitik birçok özelliğinin yanı sıra; bazı süstaşları açısından da dünyada tek olma özelliği taşımaktadır. Bunlardan birisi de Oltu (Erzurum) kuzeydoğusundaki köyler ve yakın kesimlerinde
çıkarılan ve küçük atölyelerde basit yöntem ve makinelerle işlemeciliği yapılan
“Oltu Taşı” dır. 

Oltu taşı ile Rus (Gürcü) taşının farklılıklarının ortaya konulmasını amaçlayan bu çalışmada iki farklı ülke coğrafyasında yürütülen incelemelerle; her iki süstaşının da karakehribar sınıfında yer aldığı belirlenmiştir. Genellikle siyah renkli ve mat olan yarı değerli bu süstaşları taze iken yumuşak olup, havayla temas ettiklerinde sertleşmektedir. Yapılan araştırmalar sonucunda; her iki süs taşının Neojen’de aynı jeolojik ortamda oluştukları, diğer taraftan farklarının ana bitkisel materyal ve geçirdikleri bölgesel tektonizma şiddeti farkı ve süresinden kaynaklandığı belirlenmiştir.

Kahverengi çizgi izine sahip, Mohs sertlik skalasına göre 3 sertlikte, özgül ağırlığı 1.5 ve dayanıklı bir süstaşı olan oltu taşı, devamsız ve düzensiz mercekler halinde oluşmaktadır. Oltu taşının yöresel ve ulusal piyasadaki en önemli rakibi olan Rus (Gürcü) taşı ise; siyah çizgi izine sahip, Mohs sertlik skalasına göre 2,5 sertlikte nispeten daha hafif olup, değişken kalınlıklarda düzenli bantlar halinde Orta Gürcistan’daki kasabalar ve
yakın kesimlerinden çıkarılmakta ve gelişmiş büyük atölyelerde modern yöntem ve makinelerle işlemeciliği yapılmaktadır.

Birbirine çok yakın mineralojik özellikler taşımakla birlikte Oltu taşının gemolojik özellikler bakımından karşılaştırıldığı Rus (Gürcü) taşına göre daha üstün olmasına rağmen Oltu taşının Rus (Gürcü) taşına oranla yaklaşık on katı fiyata sahip olduğu tespit edilmiştir. Aradaki büyük fiyat farkı nedeniyle ülkemize yasal ve yasadışı yollardan rahatça girebilen Rus (Gürcü) taşının, Oltu taşı ve yöre üzerinde gösterdiği olumsuz ekonomik
etkinin çok büyük olduğu belirlenmiştir. Yapılan araştırmalarda; işyeri başına ayda yaklaşık 1000 TL Gürcü taşına hammadde ve/veya mamul olarak ödendiği belirlenmiştir. Yörede; takı ve süs eşyası satılan işyeri sayısının, Oltu’da 65, Erzurum’da 130 olduğu hesaba katıldığında aylık Rus (Gürcü) taşına ödenen para, diğer adıyla milli gelir kaybının aylık yaklaşık 200.000 TL. olduğu görülebilmektedir.