Sanat ve Yorum, sa.45, ss.157-163, 2025 (Scopus)
Günümüz soyut sanata bakıldığında Avrupa’daki ilk örneklerin 20. yüzyılda Wassily Kandinsky öncülüğünde ortaya çıktığı görülmektedir. Soyut sanatın ortaya çıkmasında Monet ve Cezanne’nin katkıları önemlidir. Claude Monet’in “Gün Doğumu” eseri ve Paul Cezanne’nin nesneyi küp, kare ve dikdörtgen şekillere indirgeyerek Kübizm temellerini atmıştır. Bunun sonucunda geometrik soyut ve non-figüratif sanatlarının ortaya çıktığı görülmektedir. Avrupa’da ki bu ilk örneklerin etkisi, Türkiye’de 1950’li yıllarda kendini göstermeye başlamıştır. Soyut sanat aslında Türk sanatının yabancı olmadığı sanat anlayışı ki; “en erken örnekleri Orta Asya Hun Dönemi Pazırık kurganlarında karşımıza çıkan örneklerdir” Türk sanatında soyut sanatın girişiyle birlikte birçok sanatçı bu akıma yönelik çalışmalara başlamıştır.
Soyut sanat, Türk resmine girmesiyle birlikte erken dönemlerden beri süregelen Türk sanatlarının öneminin açığa çıkmasına neden olmuştur. Özellikle II. Dünya Savaşı'nın başlaması ve devamı, Türk sanatçılarının Anadolu'yu daha detaylı keşfetmelerine ve değerlendirmelerine yol açmıştır. Bu süreçte sanatçıların Anadolu'nun en uzak köşelerine kadar gezip incelemeler yapmaları, Türk sanatının köklerini araştırmaları ve bu köklerin Orta Asya ile ilişkilerini kurgulamalarına neden olmuştur.
Türkler geçmiş dönemlerde sanatın pek çok alanına hakim oldukları bilinmektedir. Bu bağlamda gerek mimari gerek el sanatları ve diğer bütün sanat dallarında önemli eserler ortaya koydukları görülmektedir. Bunlardan özellikle el sanatlarında bilhassa dokuma örneklerinde soyut sanatların çok başarılı örnekleri dikkat çekicidir. Sanatçılar, Milli geleneklerden beslenerek eserler üretirken, erken dönem Türk sanatlarından 20. yy.'a kadar olan eserlerden ilham alarak çalışmalarını sürdürmüşlerdir. Bu araştırmada da soyut Türk resminde batı tarzı çalışmalar yapan sanatçılardan ayrılarak kendi öz kültürünü, geleneklerini, yaşam tarzlarını ele alan sanatçılar ve eserleri incelenmiştir.