9. EGE HEMATOLOJİ ONKOLOJİ KONGRESİ, İzmir, Türkiye, 18 - 20 Mart 2021, ss.39
Amaç: Geriatrik diffüz büyük B hücreli lenfomalı olgulara kırılganlığın artması ve komorbid hastalıklar
nedeniyle genellikle yoğun kemoterapi protokolleri uygulanamaz. Ayrıca ileri yaşta kötü prognostik olan
non-germinal merkez orjinli olgular daha sıktır. Bu nedenlerden dolayı yaşlı olgularda prognoz
gençlerden daha kötüdür. Biz bu çalışmada kliniğimizde takip edilen ≥65 yaş diffüz büyük B hücreli
olgularımızın klinik durumlarının, uygulanan kemoterapi protokollerinin, tedaviye yanıt ve survey
durumlarının değerlendirilmesini amaçladık.
Yöntem: Çalışmamıza 68 olgu dahil edildi. Olguların yaş, cinsiyet, Hans algoritmi kullanarak belirlenen
hücre kökeni, Ann-Arbor evresi, performans durumu, B semptomu varlığı, komorbid hastalıklar,
uluslararası prognostik indeks skoru, hepatomegali ve/veya splenomegali varlığı, bulky kitle varlığı,
kemik iliği tutulumu, birinci basamakta uygulanan kemoterapi protokolü ve bu tedaviye yanıt
durumu/süresi, relaps/refrakter olgularda diğer basamaklarda uygulanan kemoterapi protokolleri, bu
tedavilere yanıt durumu ve süresi, toplam sağkalım süresi, otolog kök hücre nakli uygulanması durumu
kaydedildi. Veriler SPSS 20 istatistik programıyla değerlendirildi.
Bulgu: Olgularımızın yaş ortalaması 72.3±2.3 yıl olup; 24’ü (%35.3) erkek, 44’ü (%64.7) kadındı. 28
olgumuz non-germinal merkez, 12 olgumuz germinal merkez kökenliydi. Olgularımızın 8’inde evre 1,
24’ünde evre 2, 25’inde evre 3, 11’inde ise evre 4 hastalık tespit edildi. Performans skoru; olgularımızın
14’ünde 1 (%20.6), 34’ünde (%50) 2, 17’sinde (%25) 3, 3’ünde (%4.4) ise 4 idi. Olgularımızın 38’inde
(%55.9) B semptomu mevcuttu. Kemik iliği biyopsisi yapılan 60 olgunun 11’inde (%16.2) infiltrasyon
saptandı. 2 (%2.9) olgumuzda bulky kitle, 6 (%8.8) olgumuzda splenomegali, 6 (%8.8) olgumuzda
hepatosplenomegali, 1 (%1.5) olgumuzda hepatomegali saptandı. Uluslararası prognostik skor;
olgularımızın 7’sinde (%10.3) 1, 9’unda (%13.2) 2, 17’sinde (%25) 3, 18’inde (%26.5) 4 ve 17’sinde (%25)
5 idi. Olgularımızın 18’inde (%26.5) hipertansiyon, 13’ünde (%19.1) diyabetes mellitus, 8’inde (%11.8)
koroner arter hastalığı, 5’inde (%7.4) konjestif kalp yetmezliği, 4’ünde (%5.9) benign prostat hiperplazisi,
3’ünde (%4.4) kronik obstrüktif akciğer hastalığı saptanırken, 2’şer (%2.9) olgumuzda nodüler guatr ve
kronik hepatit B enfeksiyonu, 1’er (%1.5) olgumuzda ise kronik karaciğer hastalığı, invaziv duktal
karsinom ve derin ven trombozu saptandı. Olgularımızın 40’ına (%58.8) R-CHOP, 18’ine (%26.5) RminiCHOP, 7’sine (%10.3) R-CVP, 2’sine (%2.9) Rituksimab-vinkristin, 1’ine (%1.5) ise PEPC tedavisi birinci
basamak kemoterapi protokolü olarak uygulandı. Tedavi sonrası olgularımızın 53’ünde (%77.9) tam
remisyon, 7’sinde (%10.3) parsiyel remisyon, 5’inde (%7.4) stabil hastalık, 3’ünde (%4.4) ise progrese
hastalık saptandı. Tam remisyon sağlanan olguların remisyon süresi 31.9±26 ay olup, 8’inde (%15) nüks
gelişti. Nüks gelişen veya tam remisyona girmeyen olgulara (n=23) ikinci basamak kemoterapi tedavisi
uygulandı. İkinci basamak tedavi olarak olguların 6’sına (%26) R-DHAP, 6’sına (%26) R-ICE, 3’üne (%13)
ibrutinib, 2’şer (%8.7) olguya R-bendamustin, PEPC, lenalidomid ve R-Gemox tedavisi uygulandı. Bu
olguların 13’ünde (%56.5) tam remisyon, 7’sinde (%30.4) parsiyel remisyon ve 3’ünde (%13) stabil
hastalık saptandı. Tam remisyon sağlanan olguların 6’sına (%40) otolog kök hücre nakli uygulandı.
Üçüncü basamak tedavi olarak 3 (%30) olguya lenalidomid, 3 (%30) olguya ibrutinib, 2 (%20) PEPC
tedavisi uygulanırken; 2 (%20) olgumuz eksitus oldu. Üçüncü basamak tedaviyle olgularımızın 4’ünde
tam remisyon, 2’sinde parsiyel remisyon sağlandı. Olgularımızın toplam surveyleri 34.4±30.2 ay idi.
Sonuç: Geriatrik olgularda kötü prognostik olan non-germinal merkez kökenli lenfoma ve ileri evre
hastalık sıktır. Ancak ibrutinib ve lenalidomid gibi ilaçların kullanımıyla bu olgularda da daha iyi prognoz
sağlanabilir.