Rumeli Dil ve Edebiyat Dergisi, sa.27, ss.335-343, 2022 (Hakemli Dergi)
Hikâye türünün gelişmesinde
önemli katkıları bulunan Guy de Maupassant’ın eserlerinde kendi hayatının
yansımaları görülür. Akıl sağlığını genetik yapısına da bağlı olarak zamanla
kaybetmeye başlayan Maupassant’ın yazdıklarının birer deli saçması görülmesi de
ironiktir. Onun eserlerinde “deli (fou)” kelimesinin sıklıkla geçmesi tesadüf
değildir. Akıl hastalıklarına ve
hastalara karşı ilgi duymuş olan Maupassant, bir akıl hastanesinde hem dersler
alır hem de delileri gözlemler. Bu gözlemler neticesinde hikâyeler kaleme alır.
Bayan Hermet hikâyesi bunlardan biridir. “Deliler beni çeker.” cümlesi ile
başlayan hikâye, deliliğe dair bilgiler de içerir. Türk hikâyeciliğinin
modernleşmesi noktasında önemli bir isim olan Halit Ziya Uşaklıgil’in
Samipaşazade Sezai’nin hikâyelerinden etkilendikten sonra yöneldiği yol, onu
Maupassant’ın olay hikâyesi olarak bilinen hikâye anlayışına kadar götürür. Halit
Ziya, tıpkı Maupassant gibi kendi hayatından esinlenmesinin yanı sıra
çevresinde olup biteni gözlemleyerek hikâye konularını belirler. Ayrıca okuduğu
başka yazarlardan da etkilendiği görülebilir. Bu doğrultuda onun eserlerinde
metinlerarası ilişkiler aranabilir. Halit Ziya’nın hikâye kaynakları arasında
bahsi geçen unsurların yanında Maupassant’dan okudukları ve ondan gelen etkiler
olduğu söylenebilir. Zaman zaman konu ve karakter benzerliğine kadar varan bu
etkiler, Halit Ziya’nın “Deliler Evinde” adlı hikâyesinde somutlaşır. Her iki hikâye
arasında başta deliliğe dair olmalarından dolayı doğan benzerlik karakterlere
verilen isimler ile pekiştirilir. Bu çalışmada iki hikâyecinin edebî
anlayışlarının ortaklıklarından ve söz konusu hikâyeleri arasındaki benzerliklerin
karşılaştırılmasına yer verilmiştir. Böylece Halit Ziya’nın üzerindeki
Maupassant etkisi kanıtlarıyla birlikte gösterilmiş olacaktır.
The reflections of his own life are seen in the works of Guy de Maupassant,
who has made important contributions to the development of the short story
genre. It is also ironic that the writings of Maupassant, who started to lose
his mental health over time due to his genetic structure, are seen as mad. It
is not a coincidence that the word "fou" is frequently used in his
works. Having an interest in mental illness and the sick, Maupassant both takes
classes and observes the insane in a mental hospital. As a result of these
observations, he writes short stories. Miss Hermet is one of them. The story that begins with
the sentence “Madness attract me” also includes information about insanity. Halit
Ziya Uşaklıgil, who is an important name in the modernization of Turkish
storytelling, was influenced by Samipaşazade Sezai's stories, and the path he
took leads him to Maupassant's understanding of story, known as the event
story. Halit Ziya, like Maupassant, determines the story topics by observing
what is happening around him, as well as being inspired by his own life. It
can also be seen that he was influenced by other writers he read. In
this direction, intertextual relations can be searched in his works. It can be
said that among the story sources of Halit Ziya, besides the elements
mentioned, there are the influences that he read from Maupassant. These
effects, which sometimes reach the similarity of the subject and character, are
embodied in Halit Ziya's "Deliler Evinde". The similarity between the
two stories, primarily due to the fact that they are about madness, is
reinforced by the names given to the characters. In this study, the
commonality of the literary understandings of the two storytellers and the
comparison of the similarities between the aforementioned stories are included. Thus,
the influence of Maupassant on Halit Ziya will be shown with the evidence.