Çocuk ve Ergende Nefrolojik ve Romatolojik Hastalıklarda Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi


Yıldırım Demirdöğen E.

Diğer, ss.53-58, 2016

  • Yayın Türü: Diğer Yayınlar / Diğer
  • Basım Tarihi: 2016
  • Sayfa Sayıları: ss.53-58
  • Atatürk Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Romatolojik ve nefrolojik hastalıklar, çocukluk çağında sık görülen, klinik bulgular açısından geniş bir dağılım sergileyebilen, çocukların yaşam kalitesini ve işlevselliğini önemli oranda etkileyen rahatsızlıklardır. Romatolojik hastalıklar inflamatuar romatolojik hastalıklar ve non inflamatuar bağ dokusu hastalıkları olmak üzere iki bölümde incelenebilir. Çocuk ergen ruh sağlığı perspektifinden bakıldığında İnflamatuar romatolojik hastalıklar daha çok immun sistem disfonksiyonu ile ilişkili olup, psikiyatrik hastalıklarla ortak etiyopatogeneze sahip olması ve sıklıkla bu hastalıklarla psikiyatrik komorbiditenin eşlik etmesi açısından önemlidir. İnflamatuar olmayan grup ise çocukluk dönemi tekrarlayan ağrılarının sık sebeplerinden olup, ağrı nedeniyle somatik belirti
bozukluğu, konversiyon bozukluğu gibi psikiyatrik tanılar ile karışabilmesi açısından daha çok ayırıcı tanıda daha önemlidir. Çocukluk çağı nefrolojik hastalıklarında da birçok psikiyatrik bozukluk eş tanı olarak görülmektedir. Bu eş tanıların bir kısmı kronik hastalığın sonucu olarak değerlendirilirken, bir kısmı da mevcut hastalık için kullanılan tedavilere bağlı gelişebilen depresyon, anksiyete, uyku bozuklukları, bilişsel bozukluklar gibi psikiyatrik bozuklukları kapsar. Ayrıca bu alanda en sık zorluk yaşanan durumlardan biri böbrek yetmezliği durumunda psikotropik ilaç kullanımının düzenlenmesidir. Böbrek yetmezliği ilaç farmakokinetiğini farklı yollarla etkileyebildiğinden, bu durumda doz ayarlanmasına ihtiyaç duyulan ilaçlarla ilgili bilgi sahibi olunmalıdır. Hem romatoloji hem nefroloji alanında, ayırıcı tanı yapılabilmesi, komorbid psikiyatrik bozukluğun tespit edilerek tedavi edilebilmesi, ilaç yan etkilerinin değerlendirilmesi ve yönetiminin yapılabilmesi açısından multidisipliner bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır.