21.ULUSLARARASI KAMU YÖNETİMİ FORUMU, Eskişehir, Türkiye, 24 - 26 Mart 2022, ss.703-712
Bu çalışma çağdaş demokrasilerin siyasal mantığı ve siyaset yapma tarzı olarak değerlendirilen teknopopülizm
(teknokratik popülizm) kavramı üzerine etraflıca düşünmeye çalışmaktadır. Genel kanının aksine teknokrasi ile
popülizmin birbirinin zıddı olmadığı mesajını veren teknopopülizm, tartışmaya ve anlaşmazlığa yer
bırakmamaları, siyasal süreçleri dolayımdan kurtararak doğrudan iletişimi ön plana çıkarmaları ve özsel çıkar ve
yönelimlerden arınmış olmaları nedeniyle popülizm ile teknokrasi arasında bir yakınlık olduğunu belirtmektedir.
Çağdaş demokrasilerin seçimsel rekabet ve siyasal eylem açısından liderleri, partileri ve yönetme pratiğini
belirleyen yapısal mantığını anlamak için, teknokratik ve popülist çağrıların iç içeliğini düşünmeye davet eden
teknopopülizm, ideolojik ayrımların azalan etkisi neticesinde siyasetin temelde hizmet/eser/proje üzerinden
okunarak, hangi aktörün daha yetkin olduğu tartışmasına indirgendiğini ima eder. II. Dünya savaşı sonrası hâkim
model haline gelen parti demokrasisinin düşüşü, partilerin aracı kurum olma işlevini yitirmesi, demokratik
prosedürler ve parlamento müzakerelerinin azalması ile kartelleşme sürecinin yarattığı sıkıntıların etkisi
sonucunda, siyaset ve toplum arasında oluşan boşluğun yeni bir mantık ve siyaset yapma tarzı olarak teknopopülist
bir söylem ile doldurulduğu düşünülmektedir.
Teknopopülizm üzerinde son zamanlarda genişlemeye başlayan literatür göz önüne alındığında, elinizdeki çalışma
teknopopülizm kavramının açmazlarına yoğunlaşmaktadır. Temelde siyasal bir mantık olarak ele alınması
dolayısıyla iktisadi süreçlerin çağdaş tartışmalardan büyük oranda dışlanması, sağ/sol ayrımının ve sınıf
siyasetinin geçerliliğini yitirdiği düşüncesine sorgulamaksızın bağlılık ile siyaseti büyük oranda seçimsel rekabete
indirgeyerek, daha geniş iktidar ilişkilerini yeterince ele almaması gibi eğilimler kavramın önemli özellikleri ve
eksiklikleri olarak belirmektedir. Sonuç olarak teknopopülizm kavramının söylemsel düzeyde belirli bir anlam
ifade etmekle birlikte toplumsal ilişkilerin maddi boyutunu yeterince aydınlatamadığı ortadadır.