Palandöken Anestezi Günleri, Erzurum, Türkiye, 23 - 24 Kasım 2019
Giriş ve Amaç: Göğüs duvarı deformitesi prevalansı % 0,3-0,7 olan konjenital bir hastalıktır ve fonksiyonel, kozmetik ve psikososyal sorunlara neden olabilir. Hafif deformiteler genellikle asemptomatiktir ve cerrahi kozmetik nedenlerden dolayı yapılmaktadır. İlk semptom tipik olarak sadece protrüzyonun olduğu yerde hassasiyettir. Daha belirgin vakalarda görülen göğsün azalmış uyumu ile ilgili diğer semptomlar arasında dispne, eforla giden takipne ve azalmış efor kapasitedir.
İlk olarak 2015 yılında tanımlanan TTMP (Transversus Thoracic Muscle Plane) bloğu, interkostal sinirlerin anterior dallarını hedef alarak T2-6 dermatomunda etkinlik gösterir. Biz bu vakada pectus carinatum cerrahisi için kostokondral rezeksiyon yapılan hastada postoperatif analjezi amacıyla TTMP blok uygulamamızı sunmaktayız.
Olgu: Herhangi bir sistemik hastalık öyküsü olmayan 15 yaşındaki 60 kg erkek hasta göğüs duvarı rekonstrüksiyonu için operasyona alındı. Hastada göğüs duvarı deformitesine bağlı herhangi bir semptom mevcut değildi. Hastanın isteği üzerine kozmetik nedenlerden dolayı operasyon kararı verildi ve hastaya sternotomi yapılarak kostokondral rezeksiyon planlandı. 2 mg midazolam ile premedike edildi, propofol, fentanil ve rokuronyum ile indüksiyon yapıldı ve anestezi idamesi sevoflurane ve remifentanil ile sağlandı. Hastaya supine pozisyon verildi. Cerrahi işlem başlamadan önce hastaya peri-operatif ve post-operatif analjezi amacıyla TTMP blok uygulanması planlandı. Supin pozisyonda işlem yapılacak bölge ve lineer USG probu steril olarak hazırlandı. USG probu 4. ve 5. kotlar arasına transvers olarak yerleştirildi. İntercostal, internal intercostal ve transversus torasik kasları ile plevra görüntülendi. Bilateral, in plane teknikle 5 cm’ lik blok iğnesi kullanılarak medialden laterale doğru intercostal kas ile transversus torasik kas arasındaki interfasyal alana girildi. 2 ml serum fizyolojik verilerek iğneni yeri doğrulandı. Daha sonra 20 ml % 0.25 bupivakain bilateral olarak enjekte edildi. Cerrahi süre yaklaşık 120 dakikaydı ve operasyon bitmeden 30 dakika önce 10mg/kg parasetamol ile 50 mg deksketoprofen 100cc %0.9 NaCl içinde yapıldı. Parasetamol post-operatif 6 saatte bir, deksketoprofen 12 saatte bir tekrarlandı. Post-operatif PCA fentanil kullanılarak; bazal infüzyon 20 mcg/sa ve 20 dakika lock-out süresi olacak şekilde 30 mcg bolus dozu ile hazırlandı. Post-operatif ağrı değerlendirmesi istirahatte ve öksürük ile 1., 2., 4., 8., 12. ve 24. saatlerde VAS ile yapıldı. Takiplerinde ilk 12 saatte VAS skoru istirahat ve hareketle 2’nin üzerine çıkmadı ve 12-24 saat aralığın maksimum ağrı skoru öksürükle 4’idi. Yirmi dört saat sonunda toplam PCA tüketimi değerlendirildiğinde bolus doz kullanımı mevcut değildi.
Tartışma ve Sonuç: TTMP blok parasternal bölgede etkinlik göstererek son yıllarda sternotomi yapılan hastalarda ve meme cerrahisinde PECS bloklara tamamlayıcı blok olarak uygulanmaktadır. Postoperatif ciddi ağrıya neden olan göğüs duvarı deformitesi cerrahisinde de TTMP blok ağrı skorları ve opiod tüketimi azaltarak nöroaksiyel bloklara alternatif olabilir.