Klasik Türk Mûsikisi Kâr ve Beste Formlarında Lafzî Terennümler ve Müzikal İşlenişe Tesirleri


Creative Commons License

Gerçek İ. H.

Cumhuriyetin 100. Yılında Bilge Kağan'dan Atatürk'e Uluslar Arası Türkçe ve Türk Edebiyatı Kurultayı, Erzurum, Türkiye, 26 - 28 Ekim 2023, ss.46

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Erzurum
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.46
  • Atatürk Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Türk mûsıkîsi bestekârları, klasik dönemde sözlü eser bestelemek üzere çoğunlukla dönemin klasik edebiyatından istifade etmiştir. Gazel kaside ve rubâ’î formları, özellikle tercih edilen formlar arasındadır. Klasik şiirin âhenk unsurlarından biri olan aruz vezni, meşk eden müzisyenlerce öğrenilmesi ve bestenin ritminin tanziminde, usulünün tasarımı ve döşenmesinde kavranması güç bir öğreti olarak karşımıza çıkmaktadır. Meşk üstadı, mûsıkî çıraklarına aruzu kavratmak üzere, kalıpları ve tef’ileleri de ezgileyerek kullanmak yolunu seçmiş, böylelikle ikâî terennümler ortaya çıkmıştır. Bunun hâricinde aruzlu hecelerin ritim kalıpları ile estetik ölçekte birleştirilmesi, yabancı olunan bir metrik sistemin kavranması, bir veznin doğru kullanılması için bestelenen esere, metin içinde işlevsel olacak şekilde bazı metin dışı ilaveler yapılmıştır. Bunlar lâfzî terennümler ismi ile adlandırılmıştır. Âh, yâr, servi nazım, ruh-nüvâzım, cânım, efendim, mîrim, beli yârim....şeklindeki lafızlar, bildiride incelemek üzere yer verdiğimiz sözlü formların hem tematik açıdan işlenişinde manayı kuvvetlendiren parçalar hem de usûl darplarının sağlıklı yerleştirilmesinde işlevsel olan parçalardır. Bu bildiri, klasik dönem eserlerinden seçilmiş örneklerden hareketle lafzî terennümleri, çeşitlerini, eser içindeki işlenişlerini ve nihayetinde müzikal eserin vücut bulmasındaki işlevlerini ve tesirlerini incelemeyi amaç edinmiştir.

Turkish music composers mostly benefited from the classical literature of the period to compose oral works in the classical period. Ghazal, qasida and ruba'i forms are among the particularly preferred forms. Aruz meter, one of the harmonic elements of classical poetry, appears as a teaching that is difficult to learn by practicing musicians and to comprehend in the regulation of the rhythm of the composition, the design and furnishing of its rhythm. The meshk master chose to use the patterns and tef'iles by melody in order to make his musical apprentices understand the aruz, and thus, iqa'i chants emerged. Apart from this, some extra-textual additions were made to the composed work in order to combine aruz syllables with rhythm patterns on an aesthetic scale, to comprehend a foreign metric system, and to use a meter correctly. These are called literal chants. Phrases such as Âh, yâr, servi nazım, bilgi-nüvazım, cânım, sir, mîrim, beli yârim... This paper aims to examine literal chants, their types, their use in the work, and ultimately their functions and effects in the embodiment of the musical work, based on examples selected from classical period works.