Feshane-i Amire'de Teknoloji Transferi: Makineleşme ve Yabancı Uzmanlar


Aşkın B. E.

VIII. Yıldız Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi, İstanbul, Türkiye, 23 - 24 Aralık 2021, ss.33

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.33
  • Atatürk Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Bazı toplumlar tarihin farklı dönemlerinde diğerlerine kıyasen teknolojik üstünlük elde ederek askerî, iktisadî ve kültürel hegemonya kurabilmiştir. Sanayi Devrimi olarak bilinen aşamada ortaya çıkan ve zamanla geleneksel üretim tekniklerini yerinden eden teknolojik gelişmeler sayesinde İngiltere ve bazı Avrupa ülkeleri böyle bir teknolojik üstünlük elde edebilmiştir. Çeşitli endüstriyel casusluk vakalarına da yol açan teknolojik bilgiye sahip olma arzusu, teknoloji transferleri aracılığıyla aktörler arasında daha kolay şekilde karşılanabilmiştir. Sınaî olarak en gelişmiş ülkelerin dahi başvurduğu teknoloji transferi, Osmanlı sanayisinin de zamanla hissettiği bir ihtiyaç halini almıştır. 18. yüzyıldaki girişimlere benzeyen fakat daha kapsamlı ve yoğun sanayileşme girişimleri 19. yüzyılın ilk yarısında ortaya çıkmıştır. Önceki yüzyıllardan farklı olarak, daha kompleks makinelerin ve daha da önemlisi buhar gücünün kullanıldığı bu dönemde, kurulan fabrikaların ayakta kalabilmesi ve geliştirilebilmesi için teknoloji transferi kaçınılmaz bir ihtiyaç olmuştur. Bu fabrikalar arasında, 1833’te Akdeniz’deki uluslararası rekabet ortamının içine doğan Feshane-i Amire, haiz olduğu kıymet ve ehemmiyeti nedeniyle sürekli korunması ve yenilenmesi gereken en önemli fabrikalardan biri haline gelmiştir. Bu çalışmanın amacı, fabrikanın geliştirilmesi için teknoloji transferi yoluyla Feshane-i Amire’de gerçekleştirilen yeniliklerin ve bu yeniliklerin uygulanma sürecinin, Osmanlı Arşivi’nin Hazine-i Hassa tasnifinde bulunan defterler ışığında incelenmesidir. Uluslararası rekabet kapsamında Tunusluların üzerinde ciddi derecede uzmanlaşarak kaliteli bir seviyeye ulaştırdıkları, Fransızların ise uyguladıkları fabrika sistemiyle maliyetleri azaltarak seri hale getirdikleri fes üretimi, Feshane-i Amire’nin yalnızca kaliteli ve ucuz üretim yapabilme becerisiyle ayakta kalabileceği bir ortam yaratmıştır. Fabrikanın rekabet içinde olduğu ithal feslere karşı kalite ve fiyat bakımından üstünlük sağlayabilmesi için teknolojik olarak devamlı geliştirilmesi gerekmiştir. 1841 yılına kadar geleneksel üretim teknikleriyle üretimin sürdürüldüğü fabrikada, bu yıldan itibaren teknoloji transferi süreci başlamış ve ilk olarak Fransa’dan çarh (makine) ithal edilmiştir. 1843 yılında ise İngiltere’den ithal edilen buhar makinesi sayesinde makinelerde enerji kaynağı olarak buhar gücü kullanılmaya başlanmıştır. Üretim sürecindeki tüm aşamalarda mekanizasyon hızlı ve kararlı bir şekilde devam ederek nihayetinde kadın işçilerin ördüğü feslerin dahi Saksonya’dan ithal edilen örme makineleriyle örülmesi aşamasına ulaşılmıştır. Fes üretimindeki teknoloji transferi sadece bazı alanlarla sınırlı kalmayıp üretim sürecinin tamamına nüfuz edebilmiştir. Yalnızca makinelerin ithal edilmesi eksik bir teknoloji transferi olacağından, know-how sağlayabilmek amacıyla, özellikle Fransız ve İngiliz yabancı uzmanlar yüksek ücretler karşılığında Feshane-i Amire’de istihdam edilmiştir.