SÜRDÜRÜLEBİLİR SU ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE MEVCUT DURUM VE GELECEK


Genç E., Yanık T., Suzer C., Lök A., Arslan T., Çoban D., ...Daha Fazla

Türkiye Ziraat Mühendisliği 10. Teknik Kongresi, Ankara, Türkiye, 13 - 17 Ocak 2025, ss.317-328

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.317-328
  • Atatürk Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Sürdürülebilir su ürünleri yetiştiriciliği, çevresel dengeyi koruyarak gıda üretimini arttırmayı ve
doğal kaynakların geleceğe taşınmasını hedeflemektedir. Bu yöntem küresel gıda güvenliğinde
kritik bir rol oynamakta ve kırsal kalkınmaya katkı sağlamaktadır. Dünya genelinde su ürünleri
sektörü, toplam hayvansal protein üretiminin %15'ini sağlamakta ve çevresel sürdürülebilirlik
için önemli bir çözüm sunmaktadır. İklim değişikliği, sucul ekosistemlerin dengesini bozarak
üretim süreçlerini olumsuz etkileme potansiyeline sahiptir. Bu sorunlar, biyoteknolojik yenilikçi
çözümler ve çevre dostu teknolojilerin kullanımını kaçınılmaz kılmaktadır. Türkiye, Akdeniz
havzasında lider konumdadır. 2023 yılında 1 milyon tona ulaşan avcılık ve yetiştiricilik üretim
miktarıyla levrek, çipura ve alabalık gibi türlerde Avrupa'nın önde gelen üreticilerindendir. İhracat
başarısı ile 103 ülkeye ulaşan Türkiye, aynı zamanda yeni yetiştiricilik projeleri ve yenilikçi
sistemlerle büyümeye devam etmektedir. Ancak yem maliyetleri, biyogüvenlik eksiklikleri ve
çevresel sürdürülebilirlik gibi zorluklar sektörde önemli sınırlamalar yaratmaktadır. Yenilikçi
teknolojilerin zorlukların aşılmasında kritik rol oynaması beklenmektedir. Kapalı devre sistemler
(RAS) ve biyoyumak teknolojisi (Biofloc, BFT) gibi yenilikçi teknolojiler su kaynaklarının
korunmasını sağlarken yem maliyetlerini ve çevresel etkileri en aza indirmektedir. Mikroalg,
mikroorganizma ve böcek bazlı yemler sürdürülebilir alternatifler sunmaktadır. Mavi Dönüşüm
stratejisi, çevre dostu yöntemlerin benimsenmesini teşvik ederken, kamu-üniversitesanayi
iş birliği araştırma faaliyetlerini desteklemektedir. Gelecekte, yenilikçi yaklaşımlarla
su ürünleri yetiştiriciliğinin toplumsal kabulünün arttırılması ve uluslararası iş birliklerinin
güçlendirilmesi beklenmektedir. Islah yoluyla performansı genetik olarak iyileştirmiş hatların
üretimde kullanılması ve biyoteknolojik uygulamalar, sektörde verimliliği arttırırken çevresel
sürdürülebilirliği destekleyecektir. Türkiye’nin su ürünleri yetiştiriciliğinde sürdürülebilir
büyümesini devam ettirebilmesi için üretimin çevresel etkilerin azaltılması, yem bağımlılığının
minimize edilmesi ve etkili takip ve teşvik politikalarının uygulanması gerekmektedir. Eğitim
programları ve yenilikçi üretim tekniklerinin yaygınlaştırılması bu hedeflere ulaşmada
önem taşımaktadır. Sonuç olarak, su ürünleri yetiştiriciliği, artan küresel nüfus karşısında
sürdürülebilir gıda arzı sağlamada stratejik bir öneme haizdir. Türkiye, mevcut coğrafi
avantajları ve gelişen teknolojik altyapısıyla, sektörde etkin küresel bir aktör olarak konumunu
güçlendirme potansiyeline sahiptir.