6. Palandöken Anestezi Günleri, Erzurum, Türkiye, 26 Kasım 2022, ss.45
Giriş: Medyan Sternotomi sonrası komplikasyon oranları %0,5 ile %5 arasında değişmekte
olup bu komplikasyonlar presternal (selülit, sinüs traktları, abseler), sternal (osteomyelit, dehisens) ya da
retrosternal (medyastinit, hematom, abseler) kompartmanları etkileyebilmektedir (1). Sternotomi sonrası yara
yerinde hematom ve enfeksiyon nedeniyle nadir de olsa yara yeri debritmanı gerekli olabilmektedir. Yara
yeri debritmanında anestezi tekniği olarak çoğunlukla genel anestezi tekniğine başvurulmakla beraber, göğüs
ön duvarı plan blokları da tercih edilebilir. Bizim vakamızda pulmoner açıdan yüksek riskli hastada bilateral
parasternal blok ile vaka boyunca analjezi ve anesteziyi sağlamaya çalıştık.
Olgu sunumu: 59 yaş, 75 kg erkek hasta sternotomi yerinde hematom ve enfeksiyon
nedeniyle yara yeri debritmanı planlanmış. Hastanın alınan anemnezinde hipertansiyon, KOAH, 1 ay önce
geçirilmiş KABG ve 2 hafta önce de geçirilmiş sternotomi revizyonu operasyonu olduğu öğrenildi. Hastanın
çekilen toraks tomografisinde sağ akciğerde belirgin plevral effüzyonu olması ve oda havasında saturasyon
değerlerinin %40-50 olması nedeniyle pulmoner açıdan yüksek riskli hastada anestezi tekniği olarak bilateral
parasternal plan bloğu planlandı. Hasta ameliyat odasında rutin monitörizasyonları (NIPB, Pulsoksimetre,
EKG ) yapıldıktan sonra , preanestezik medikasyon ve anksiyolizis için 2mg dormicum iv uygulandı. İncisura
jugularisten ksifoide kadar uzanan yara yeri etrafına USG eşliğinde 20cc %0.5 lik bupivakain+20cc %2 lik
adrenalin + 2cc 1/10.000 lik adrenalinden oluşan anestezik mayi ile bilateral parasternal blok işlemi yapıldı.
Blok öncesi yara yerine basıyla ve öksürmeyle ağrı tarifleyen hastanın blok sonrası ağrısı olmadığı
gözlemlendi. Soğuk testiyle dermatomal muayenesi yapıldı. Vaka boyunca hasta 4lt/dk dan nazal kanülle
oksijen desteği sağlandı. İşlem boyunca sözel iletişime devam edildi. Cerrahi yaklaşık 45 dk sürdü ve herhangi
bir komplikasyon izlenmedi.
Tartışma: Plan blokları doğru dozda ve teknikte uygulandığında bizim hastamızda da olduğu
gibi yüksek pulmoner riskli hastalarda hem genel anestezinin postoperatif yoğun bakım ihtiyacı gibi
komplikasyonlarından kaçınılmış olunur hem de postoperatif belirli bir süre aneljezi de sağlanmış olur.
İnterkostal sinirler spinal kordun ön boynuzundan çıkan anterolateral uzantılardır. Parasternal plan bloğunda
hedef T2-T6 den çıkan interkostal sinirlerdir. T2-T6 sinir köklerini hedefleyen erector spina plan bloğu,
pectoral sinir bloğu, paravertebral ve parasternal plan bloğu kardiyak cerrahi sonrası sternotomi ağrısını
azaltmada başarıyla kullanılabilir (2).
Sonuç: Parasternal plan bloğu bizim çalışmamızda da olduğu gibi pulmoner açıdan yüksek
riskli hastalarda sternotomi yara yeri revizyonunda hem peroperatif anestezi hem de postoperatif analjezi ve
postoperatif hastaların yoğun bakım ihtiyacını azaltmak amacıyla genel anesteziye tercih edilebilir.