Farklı drenaj yöntemlerinin postoperatif perikardiyal effüzyon ve yatış süreleri üzerine etkisinin araştırılması


Creative Commons License

Borulu F., Çalık E., Ünlü Y.

16. Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Ulusal Kongresi, Ankara, Türkiye, 12 - 15 Kasım 2020, cilt.28, ss.97

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Cilt numarası: 28
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.97
  • Atatürk Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş: Açık kalp cerrahisinde cerrahiye bağlı oluşan effüzyon (tamponad) ve toraks boşluğunun açılması ile oluşan pnömotoraksın

tedavisi ve takibi açısından mediasten boşluğuna ve plevral aralığa dren konulması gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı farklı

drenaj yöntemleri kullanılmasının postoperatif dönemdeki perikardiyal effüzyon miktarı üzerine etkisinin araştırılmasıdır.

Yöntemler: Kliniğimizde 2018 Mayıs -2020 Mayıs döneminde izole koroner baypas yapılan 200 hasta sırasıyla iki gruba

ayrıldı. Grup 1’de ki hastalarda operasyon sonrasında mediastene ve toraksa klasik drenler yerleştirildi. Bu hastalarda posterior

perikardiyal pencere açıldı. Diğer grupta ise posterior perikardiyal pencere açılmadan kalbin posterior kısmı ile perikard

arasına Jackson dren yerleştirildi. Mediastene ve toraks boşluğuna klasik drenler konuldu. Tüm drenler çekildikten 24 saat

sonra, ilk poliklinik kontrollerinde (ortalama 10.gün) ekokardiyografi ile perikardiyal efüzyon varlığı açısından incelemesi

yapıldı. Tüm takip parametreleri kayıt altına alındı.

Bulgular: Demografik özellikler ve EuroSCORE II verileri açısından farklılık yoktu. Operasyonel veriler (cerrahi süreleri,

kros klemp süreleri, kardiyopulmoner baypas (CPB) süreleri) ve postoperatif takip parametreleri (entübasyon süreleri, yoğun

bakım süreleri) açısından anlamlı farklılık görülmedi. Hastanede yatış sürelerine bakıldığında bu süre grup 2’de daha kısa

idi (p<0,001). Drenler çekildikten sonra yapılan kontrol ekokardiyografi sonuçlarındaki effüzyon varlığı ve miktarlarına göre

yapılan karşılaştırmada grup 2’deki hastalarda effüzyon varlığı ve miktarı belirgin olarak daha az idi (p<0,001). Aynı hastaların

hepsine ortalama 10.günde poliklinik kontrollerindeki ekokardiyografik incelemede her iki gruptaki effüzyon olan hasta sayısı

azalma göstermiş olmasına rağmen grup 2’de yine belirgin olarak düşüktü (p<0,001)

Sonuç: Kalp cerrahisinde kullanılan klasik drenler kalbin özellikle posterior kısmında biriken sıvının drenajı için yetersiz

kalabilmektedir. Bu bölgeye yerleştirilen yumuşak özellikli silikon drenler drenajın sağlanabilmesinde daha etkili olabilmektedir.

Anahtar sözcükler: Effüzyon, Jackson dren, koroner baypas.