The Establishment Process of Tawhid in Qur'an


Creative Commons License

Cakmak F.

ILAHIYAT TETKIKLERI DERGISI-JOURNAL OF ILAHIYAT RESEARCHES, sa.49, ss.83-103, 2018 (ESCI) identifier

Özet

XIX. yüzyılın sonlarından itibaren, başta Kelâm olmak üzere İslâm düşüncesinin çeşitli alanlarında yenilik arayışlarına gidilmiştir. Kelâm ilminin metot ve içeriği hakkındaki tartışmalar bu ilmin yenilenmesindeki gerekliliği iyice belirginleştirmiştir. Batı dillerinden yapılan bazı tercümeler ve bu tercümeler paralelinde yazılan eserlerin İslâm’a zıt bilgiler içermesinin sonucu olarak, İslâm’ı yeniden ifade etmenin gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Bu amaçla yeni bir dil ve metot kullanmak ve bu alanda felsefenin imkânlarından istifade etmek kaçınılmaz olmuştur. Kelâm ilminin dine yöneltilen saldırıları püskürtülebilmesi için yeni felsefeden ve onun metotlarından istifade etmesi gerekli idi. Böylece öncülüğünü İzmirli İsmail Hakkı’nın yaptığı “Yeni İlm-i Kelâm” hareketi doğmuştur. Bu yaklaşımda Kelâm’ın konularına günümüz dünyasında tartışılan din-devlet ilişkileri, sekülerizm, insan hakları, kadın sorunu, ırkçılık, sömürgecilik, açlık, inanç ve düşünce hürriyeti gibi pek çok konu girmiştir. Kelâmın insan yorumuna dayanan bir ilim olması bu ilmin yorumunun donanım sahibi herkese açık olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda tabip olan Milaslı İsmail Hakkı’nın kendisinde bu cesareti bulması ve Anglikan Kilisesinin sorularına bir kitap yazarak cevap vermesi kayda değerdir. Onun eseri farklı yaklaşımlar göstermesi bakımından önemlidir. O, Klasik Kelâm kaynaklarını kullanmadan Kur’an merkezli bir yaklaşım sergilemiştir. İslâm’ın fıtriliği, iman-amel ilişkisi, farklı dinlere yaklaşım ve İslâm’ın ilme verdiği önem onun temel konularındandır. Özellikle ibadetlerin hikmetleri, psikolojik ve ahlaki boyutlarını incelemesi kayda değerdir.

Since the end of the 19th century, especially in Kalam, innovations in various fields of Islamic thought have been looked for. Discussions about the method and contents of the Kalam have made the necessity of this renewal of the Kalam. Some translations from Western languages and some works contain information contrary to Islam. As a result, Islam has to be re-expressed. For this purpose, it is inevitable to use a new language and method and to benefit from the possibilities of philosophy in this field. The Kalam had to rely on the new philosophy and its methods in order to be able to repel the attacks directed at the religious belief. Therefore, “New Kalam” movement was born and İzmirli İsmail Hakkı was the pioneer of this movement. In this approach, many topics such as religious-state relations, secularism, human rights, women’s issues, racism, alienation, international security crisis, colonialism, hunger, belief and freedom of thought, which are all discussed in today’s world, have entered into the scope of Kalam. The fact that Kalam is a science based on human interpretation proves that everyone it is open to everyone who has the quality. In this context, it is worth noting that Milaslı Ismail Hakkı, who was a medical doctor, finds this courage in himself and responds by writing a book to the questions of the Anglican Church. His work is important forshowing different approaches. He has demonstrated a Koranic approach without using classical Kalam sources. The relationship between faith and religion, approach to different religions and the importance that Islam gives rise to science are the main themes of his. It is especially worthwhile of him to study the wisdom of worship, psychological and moral dimensions.