Harman Time, sa.11, ss.111-112, 2024 (Hakemli Dergi)
Bitkisel üretimde birçok canlı ve/veya cansız faktörler önemli verim ve
kalite kayıplarına sebep olmaktadır. Bu verim ve kalite kayıplarını önlemek için
dünyada olduğu gibi ülkemizde de uzun yıllardır yoğun bir kimyasal gübre
ve pestisit kullanılmaktadır. Bu
yoğun kimyasal kullanımının; bugün gelinen noktada önemli bir küresel çevre ve
sağlık sorununa yol açtığını, tarımda sürdürülebilirlik ve gıda güvenliği
açısından ciddi tehdit oluşturduğunu gözlemlemekteyiz. Bu yüzden, bitkisel
üretimde çevre ve insan sağlığı için olumsuz endişeleri minimize eden, bitki
koruma ve bitki besleme amacı ile kullanılan kimyasallara alternatif çevre
dostu yöntemlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu
alternatif yöntemler içerisinde; bitkisel, hayvansal veya mikroorganizma
kaynaklı biyolojik ürünler önemli bir yer
tutmaktadır. Bitkisel üretimde bu biyolojik ürünler kullanılarak; bitki
hastalık-zararlı-yabancı otların kontrol edilebildiği, bitkilerin birçok stres
faktörlerine karşı daha dayanıklı hale getirilebildiği, bitki gelişiminin
teşvik edilerek verim ve kalitenin artırılabildiği, bitkisel üretim
süreçlerinin çevreye olan olumsuz etkileri minimize edilerek tarımsal sürdürülebilirliğe
önemli katkılar sağlandığı görülmektedir. Bitkisel üretimde biyolojik ürün
kullanımının tarihi, tarımın tarihi kadar eski olsa da konvansiyonel tarıma
sıkı sıkıya bağlanmış ya da bağlanılmış birçok üreticinin kafasında biyolojik
ürünler ile ilgili önemli soru işaretleri bulunmaktadır. Bu makalede
üreticilerimizin kafasındaki bu soru işaretlerinin giderilmesi amaçlanmıştır.