Sobider-Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science, cilt.5, sa.20, ss.168-183, 2018 (Hakemli Dergi)
Edebi alanda kazandığı birikimini Filistin halkının kendine özgü bir kimlik
oluşturması uğrunda harcamış olan Derviş, şiirlerinde bir halkın var olma çabasını
sanatıyla taçlandırmıştır. Derviş, kimlik kavramını hiçbir zaman sığ bir milliyetçilik veya dinsel kimliğe dayalı bir aidiyet olarak benimsememiş, aksine Filistin
coğrafyasını temel alan bir çerçevede değerlendirmiştir. Bu bağlamda Filistin onun
için sadece bir ülke toprağı değil aynı zamanda bir ruhtur. Dolayısıyla asıl aidiyet
bu ruhta saklıdır. 1948 yılından beri var olan İsrail işgali gerçeği,bunun yanı sıra
kendi öz yurdunda sığınmacı olarak yaftalanması şairlik hayatının başından sonuna
kadar onun şiir anlayışının temel dayanak noktasını oluşturmuştur. Direnişi hakça
paylaşmak ve kutsal değerlere saygı duymak şeklinde algılamış olan Derviş daima
Filistin halkıyla içiçe onunla aynı duyguları paylaşma erdemliğini göstermiştir.
Darvish who had spent his knowledge of the literary scene in the pursuit of
a unique identity of the Palestinian people, crowned ın his poetry the effort of being a people with his art. Darwish never adopted the concept of identity as a membership based on shallow nationalism or religious identity. On the contrary, he
evaluated in a framework based on Palestinian geography. In this context, Palestine
is not only a country land but also a spirit. So the main belonging is hidden in this
soul. The fact of the occupation of Israel since 1948 and labeling as a refugee in his
native land, he has established the basis of his understanding of poetry from the
beginning of poetry to the end of his life. Darwish, perceived as sharing righteousness and respecting sacred values, always showed the same kind of feelings with
the Palestinian people.